ZAMANSIZ AŞK
ZAMANSIZ AŞK
Gözlerin sanki çiçek bahçesidir İçtiğim o ateşten bir bâdedir Meskûn oldu kalbime senin aşkın Mânây-ı Şümul-i inan sendedir Ne zamansız aşktır bu ey gönül! Dalında açmadan solmuş bir gül Ne yaprağı kalmış, dalı çürümüş Bekleme, konmaz dalına bülbül Yıllar bile, küsüp gitmişler sana Zâil olmuş umutların dünyada Terk etmiş baharın, oda gitmiş Gün batmak üzre, hava kararmada! Alem-i Sır * * * * * Ma’na: (Mânâ) İç, içyüz. Bir sözden veya bir şeyden anlaşılan. Lâfzın delâlet ettiği şey. Rüya, düş. Dilemek, irade. Şümul: Kaplamak. İhtivâ etmek. İçine almak. Hükmü altına almak. İhtiva: İçinde bulundurmak, içine almak, hâvi olmak, şâmil olmak. Bir şeyi toplamak ve korumak. Havi: İçine alan, ihtiva eden, kaplayan. Biriktirici. Kuşatan. Şamil(e): Çevreleyen, içine alan, ihtivâ eden, kaplayan. Çok şeye birden örtü ve zarf olan. Fazla şeyleri veya kimseleri ilgilendiren. |
...dilimizde kullanılmayan ama içinde çok anlam ifade eden kelimeler