Merdiven kırıklarında basamak eskisi
Kiminin gövdesi kiminin kalındır ensesi
Yokluk hâsil olunca kesilir insanin sesi
Düste gör dipsiz kuyuların dibini.

Şark şamarı yemişsen dönersin bir anda
Titrer dudakların kan pıhtılaşır dar’da
Sen yabancısın der ela gözlü yar’da
Düşte gör Aşkı’n zehirli dilini.

Eşek katir olur,katir ise satir olur
Ense kökünde yoklugun nefesi solur
Yoklugun nazikligi alingan mı alıngan olur
Düs de gör manzarada bayranlık resmini.

O kadar çok olur mavi gözlü maşuk
Derbedere akil verir testere agızlı hukuk
Ah anam... bu odalar neden bu kadar soguk
Düs de gör... karğaların leş görmüş halini.

Nasihat verir bol bol akil hocaları, yosmaları
Yarin gel, bu gün git gül gülistanlik
Ne gül var ne gülistanlik suskundur pinari
Düş de gör bir atımlık sevgili-yi.

Eski dostlar esek olmus anırı
Yanına yaklasırsın tepigini alninin ortasina savuru
Of anam of derken, sıcagi sıcagina kanırı
Garib olmak nedir+ gösterir (it) itliğini.

Emegini zelzele, aklini rüzgâr süpürür
Ister kader de, ister alınyazısı
Coştu mu sular kabından dısarı köpürür
Sen yoklugun adını ne diye bilirsin
Aynalarda gör... gözlerinin rezilliğini.

Sefilliği ekmek gibi, su gibi yudunladıkca
Pür dudaklarından salya maya saldıkca
En sığ mezar dar gelir sana
Kendi yurdunda sabun köpüğünde kaydıkca
Sürgün güller ülkesi kurasim gelir