HÜLYA...!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 14 şubat 2010 Sevgililer günü onuruna eşime armağanımdır...
Seni tanıdığımda nerden bilirdim ki,
Bir ömrü beraber geçireceğiz. Kadermi desem yoksa Allah’ın bir lütfumu. Daha çocuktun; Arkadaşlarıyla yakan top oynayıp,ip atlayan. Derken senin de anlına yazılmışki beni tanımak Geldin okul arkadaşım oldun. Güzeldin,çekiciydin Geliştikçe açılıp saçıldın Gülümseyen gözlerin sanki her an beni süzüyordu. Her karşılaşmamızda kalbimi yakıp geçerken sen, Adım attığım her yerde, sanki tatlı sözlerini, o sıcacık nefesini hissediyordum ben. Sonunda içimizi kavuran ateşe daha fazla dayanamadık Geçlik aşkım olmuştun artık. İlk dokunuşta titretti ellerin bedenimi, Sıcacık nefesin, o tatlı sözlerin kalbimi fet etmiş aklımı alıp uzaklara götürmüştü. Günler ayları , aylar yılları kovaladı Artık bilmeyen,duymayan kalmamış. Sanki destan olmuştu dillerde aşkımız. Gün geldi didiştik,gün geldi seviştik. Sigaramda tüten duman, Yannız gecelerimde düşümdeki ateş oldun. Sonunda benim kaderim, Çocuklarımızın annesi oldun. Dile kolay tam otuzsekiz yıl, yedi yıl arkadaş,otuzbir yıl eş. Şu an biliyormusun; Ara sıra damarına bassam,üzsemde seni, Halâ ilk günki gibi seviyorum. İçimde yanan cehennem ateşi olsan, Kavrulur,kor olurum belki ama terketmem seni. Sen zalim olsanda çekerim kahrını yıllarca, Aşkı kalbime gömsende terketmem seni. Sen benim nefesim, Sen benim kalbim , Sen benim suyum,sözüm,özümsün. Yıllar geçtikçe değerlenen, Kadehimdeki şarap gibisin "HÜLYA"...! Adil Muzaffer 14 ŞUBAT 2010 |