SustumSonra... Ölü uçurtmalar saldım, kızılını yüreğimden alan şehirsiz, gökyüzüme... Gözlerinin yosun yeşiline takıldı, kanatları. Kırık,Savruk,Sefil... Aşk, çocukluğundan kalma bir oyundu senin için... ben ve daha nice oyuncak kırılıp gitti ellerinde. Cansız,Fersiz,Sevgisiz... Sokaklarımda saklanır, bir türlü çıkmazdın karşıma. Kendi sokağımda seni aramak gibiydi hayat, Kendi içimde beni aramak gibi bişey... Kör ebe olurdum, zehir zıkkım gecelerde. Sana kör,kendime kör... Gelsen, açılırdı gözlerim, gelsen, hissedebilirdim yeniden. Sonsuz,Korkusuz,Sahiden... Korkmadım aslında seni sevmekten, bitkin görünsemde, bir an bile yorulmadım. Dizginlemeye çalışmadım içimdekileri neyse öyle yaşadım eskitmeden. Acı verse de bitmesin istemiştim. kahretse de bitmesin bu rüya.. Ama olmadı... Bitti. Şimdi... Şehirsiz gökyüzüme çekiliyorum. Gün batımına armağan ediyorum, kızıl renkte alevlerimi... Sonra çıkarıp atıyorum üstümden aşka bürünen binlerce kimliğimi. Ve senden habersiz... Yüz parçaya bölmüştün ya beni, şimdi senin ellerinle bin parçaya bölüyorum kendimi. Bir kör ebe çaresizliğiyle kaybolup gidiyorum, şehirsiz sokaklarımdan. Ve benden habersiz... Soluyorum, Gülüm dediğin o gülün yapraklarında. Küsüyorum siyaha ve bütün renklere... Aynalarda tüketiyorum kendimi, Kimsesiz,Zavallı,Boş.. Dünsüz,bugünsüz,yarından habersiz, birşeyler eksik bu hayatta. Aşk nereye saklandıysan, açtım işte gözlerimi. Hadi çıkar beni burdan... Burası karanlık,burası soğuk, burası sana uzak,sana yakın ama sensiz bir yer... Burası cehennem kalabalığı, Burası sonbahar ıssızlığı... Sevdim,Kanadım.. Sorgusuzca,soysuzca... Ama olmadı... Yine eksik kalan ben oldum. Sustum,sustum,sustum... NAZLI MUHİP |