(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Düello... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Düello... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
aslında haşamda ölüm diye bir şey yoktur. çünkü ölüm var olduğunda hayat, yaşam diye bir şey olmaz yaşarken olmayan bir şeyi düşünmek boşa zaman harcamaktır. bu dünyada olsa olsa iyi ile kötü düellosu olur . diye düşünüyorum
zengin bir yüreğe ve güçlü kaleme sahip yoldaşımı bu güzel şiirinden dolayı kutluyorum. güzel yüreğine sonsuz saygl sevgl sunuyorum
Kısacık ömre derin izler bırakabilmiş ve ihtilallere yakın durmuş bir hayatın şiirsel yansıması ne çok sevdim ' yaşamla düellonu' ne çok...Sevgilerimle.
hatırlarsan bir şiirde biraz alaylı ve dalgalı bir şekilde es geçmiştim ölüme...
bekle beni ölüm bekle geliyorum aç kollarını ve hoş bir sedayla karşıla bil ki senden hiç korkmuyorum sıcak mıdır yerim soğuk yatağında
...
yok...yok arkadaş ben vazgeçtim ne bugün ne yarın ne de başka birgün gel zaten demir eksikliği var hepten üşüyorum iyice üşütür zatürre olurum mazallah
bazı zamanlar ölümle yaşam arasında gelgitler yaşıyoruz...ve ergeç gideceğimiz yer...
"...ve ölüm bir gökgürültüsüyle gelmeli gelecekse" de sloganım...
öptüm yüreğinden Güldanem...kalasın sağlıcakla ve sevgiyle...
Evet sevgili Attila resim ilginç olduğu kadar güzel de... Şiirim yaşam ve ölümle alakalı olduğu için ben de Gustav Kllimt'e ait Yaşam ve Ölüm tablosunu kullandım... Madem konu açıldı ben de Gustav Klimt'in kısa bir yaşam öyküsünü aktarayım;
''Klimt 14 Temmuz 1862'de, Viyana yakınlarındaki Baumgarten kasabasında, Ernst ve Anna Klimt'in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Altın ve gümüş oymacısı olan babası, ailesini kıt kanaat geçindirebiliyordu. Klimt'in çocukluğu fakirlik içinde geçti. 1876-1882 yılları arasında Viyana Uygulamalı Sanat Okulu'nda okuyan Klimt, mezun olduktan sonra kardeşi Ernst Klimt ve arkadaşı Franz Matsch ile birlikte duvar resimleri yaparak hayatını kazanmaya başladı. Kısa sürede ünü yayılan üçlü, pek çok kilise, müze, tiyatro ve devlet binasının iç süslemelerini yaptı. 1888'de Avusturya imparatoru I. Franz Josef tarafından liyakat madalyasıyla ödüllendirilen Klimt, 1892'de hem babasını, hem de kardeşi Ernst'i kaybetti. Aynı sıralarda tanıştığı genç moda tasarımcısı Emilie Flöge, Klimt'e hayatının sonuna kadar eşlik edecekti. 1894'te Klimt Viyana Üniversitesi'nin büyük salonunun tavanını süslemekle görevlendirildi. Klimt'in 1900-1903 arasında tavan için sunduğu Medizin (Tıp), Philosophie (Felsefe) ve Jurisprudenz (Hukuk) adındaki üç resim, üniversite yetkililerince fazla "radikal", "karamsar" ve "pornografik" bulundu ve resimler tavana asılmadı. Büyük hayal kırıklığına uğrayan Klimt, bir daha devlet için iş yapmama kararı aldı. Bu arada Philosophie, 1900 Uluslararası Paris Fuarı'nda altın madalyaya lâyık görüldü. (Bu üç resim, birkaç kez el değiştirdikten sonra 1943'te Viyana'nın kuzeyindeki Immendorf Kalesi'ne getirilmiş, 1945'te Avusturya'dan çekilen Naziler'in çıkardığı yangında yokolmuşlardır.) 1897 yılında Klimt, bir grup sanatçı ile birlikte, zamanın akademik sanat anlayışına karşı çıkan Viyana Sezession grubunu kurdu ve grubun ilk başkanı seçildi. Sezessioncular, kendi sergi sarayları ve Ver Sacrum (Kutsal Bahar) adındaki dergileri aracılığıyla, art nouveau anlayışını Viyana'da yaymaya çalıştılar. Klimt'in 1902'de Sezession sergi sarayının duvarı için yaptığı Beethoven Frizi, zengin sembolizmi ve zarif süslemeleriyle Klimt'in tarzını en iyi yansıtan eserlerdendir. Klimt, 1905'te bazı Sezession üyeleriyle anlaşamayarak gruptan çekildi. 1900'dan itibaren Klimt, yazlarının çoğunu Salzburg yakınlarındaki Attersee gölünün kıyısında manzara resimleri yaparak geçirdi. En meşhur eserlerinden biri olan Öpücük resmini de 1907-1908 arasında burada yaptı. Klimt, 1908-1913 yılları arasında Prag, Dresden, Münih, Venedik, Roma ve Budapeşte'de pek çok sergi ve bienale katıldı, 1911'de Ölüm ve Yaşam adlı eseriyle Roma Dünya Fuarı'nda birincilik ödülü aldı. 1909-1911 arasında, mimar dostu Josef Hoffmann'ın Brüksel'de yaptırmakta olduğu Stoclet Palais adlı villanın duvar süslemelerini yaptı. Klimt, 6 Şubat 1918'de beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti ve Viyana'daki Hietzing mezarlığına gömüldü. Klimt'e ait beş resim, 2006 yılında açık artırmaya çıkarılmış ve çok yüksek fiyatlarla alıcı bulmuşlardır. Bunlardan Adele Bloch-Bauer I adlı portre, Haziran 2006'da 135 milyon dolara satılarak, dünyanın en pahalı resimlerinden biri olmuştur.''
Hiç düşünmeden geçer mi? Savaşın kutsal sayıldığı bir dünyada ölüm ekmeğimiz,aşımız rüyalarda korkulu düşümüz... Yaşamın kazandığı yok gibi.. Güzel ve anlamlı...Saygılar
Ölüm kendiliğinden gelir usul usul öyle Birileri alın terine el koymasa haince Ölüme kucak açmaz, hayattan kaçmazdın Yaşayamamanın acısıyla, güzel ömrüm Benzin dökünüpde kendini yakmazdın!..
Güzel ve anlamlıydı dizeler. Ölüm herkese aynı uzaklıkta değil malesef. Kimi yerlerde yüzlerce kişiye bir doktor düşmüyor Kimi yerlerde bir kişiye üç beş doktor az geliyor.