2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1402
Okunma

…Sisli ve soğuk ve çaresiz ve yalnız ve yapayalnız gece…
Ve yıldızları perdeleyen kar bulutları…
Ve sessizlik, çıldırtırcasına,
Yalnız geceye has bir sessizlik,
Ve Delirtircesine…
Ve bir o kadar da masumca…
-Dünyanın neresine gidersen aynı…
Dalkavuk sokak lambaları …
Gecenin namus bekçisi,
Gecelerin sadık hizmetçisi…
Bir mısra boyu yol ararcasına,
Gece gezinmekte kılcallarımda…
Gözümü gece bürümüş öyle ki;
Bir yanım kesilse gece akacak...
Karadeniz’e, Ege’ye ve Marmara’ya
Nehirler gece taşıyor gibi,
Akmakla tükenmiyor, bitmiyor mendebur!
Sıkıp boğazını, alsam canını;
Neresinden uğraşsan tutulmaz gece…
Eskiden benden köşe-bucak kaçardı,
Şimdi gece ile ben hep iç içe…
Sonradan kör olmak... oldukça garip!
-Mahkum olmak sana (gece), çok acı,
Ve gerçek…
Anlatabilmek sana (ben), bir yol olmalı…
-Kim bilir,
Belki;
Bir buket yaparım, geceden sana,
Ellerimle özenip-bezenip, hem de rengarenk,
Koyu siyah, açık siyah ve uçuk siyah…
Bir de uçuk-kaçık bir not iliştiririm,
Gece kuryesi semtinize uğramaz fakat,
Şubeye gidip alırsın,
Belki….
Not::
-sana sevdanın yolları, bana geceler!
Muhittin Dağhan
5.0
100% (1)