ÖKÜZ PARASI
Bin dokuz yüz altmışlı yıllar sırası
Herkesin gönlünde bir Avrupa sevdası Ana baba günüydü İstanbul Haydarpaşası Biletçi dedim; kaç para İstanbul Alamanya arası Boş ver gardaş dedi, yere batsın Avrupası Atılırda gidilir mi şu memleketin havası Kalmam dedim, dönerim kazanınca öküz parası Geldik, sekiz arkadaş bulduk bir tavan arası Ne banyosu var ne de su dökecek helası Ev sahibi desen tam bir baş belası Aybaşı gelmeden tık, tık ev kirası Ne iş bulduysak çalıştık, eee ekmek davası Dil yok diş yok; inan ölüm bir şey sorması Gıdakladık bakkala anlatmak için tavuk yumurtası Doymuyorum olmayınca anamın zeytinyağlı sarması Her yerde sandviç, domuzla peynir arası Gel velakin zor şeymiş vatan sevdası Bir acayip buranın İzabeli, Katrini, Karlası Sacın, gözün, tırnağın her şeyin ayrı boyası Nerde köyümün Kezbanı, Ayşesi, Fatması Elinde kına, kolunda cebe, başında yazması Yüzü nurlu ebemin sabah kalkıp namaz kılması Buradaki nursuz morukların da sabah elinde köpeğiyle tasması Meğer bizeymiş Avrupa’nın çekilecek cefası Şimdiki nesle kaldı sürülecek sefası Ne bahtmış ki karaların karası Hacı İrfan ölmüş dediler; maalesef ciğer yarası Koptu bizim neslin yine bir halkası Minarede bile okunmadı merhumun salası Hani dönerken götürecekti öküz parası Artık dönüyor, uçak kargosunda sandık arası Kabakçı der esirgemeyin bir Fatiha üç İhlası.. HAKİKİ KABAKÇI |