NEYLEYİMBir vefasızlık ki yakar sinemi, Acısı içimde silinmez izi, Dostça uzattığım masum kalbimi Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim. Sözde paylaşılan duygular vardı Sır adı altında mesajlar vardı Oynan oyunu çakamam sandı Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim Samimi gördüğüm her şey yalanmış Canım’sı sözlerin aslı olmazmış Ben canım bilmiştim beni el saymış Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim Sevgi maskesinde sevgi mi olur Riyakâr sözlerde duygu mu olur Sözde niyetlerde vefa mı olur Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim. Bir ettiğim olsa hiç gam yemezdim Ben ettim ben buldum der de giderdim Bir hatam olsaydı özür dilerdim Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim. Bir daha inanmam ballı dillere Dost gibi görünen sahte yüzlere Yeşeren bahardım döndüm güzlere Rüzgâr gibi kırdı beni neyleyim. (Şiirimi yorumlayan A..zade dosta içten tesekkürlerimi sunuyorum) |
Ağaç yada dal kırılır ve bir daha iflah olmaz. Kuruyup gider. İnsanlar bu anlamda o kadar şanslı ki. Kıran kırmamayı öğreniyor, kırılan ise kırılmamanın yollarını arıyor. Ne güzel bir beşer alışverişi değil mi. Kırmaların, kırılmaların sonu kurumaya götürmüyor bizi. Yeşermek için halen şanslıyız yani. Ayrıcalıklı bir durum bu. Kıymet ve anlamı bilinmeli diye düşünüyorum. Hüzün dolu mısraları Tirebolu sahilinde gezintiye çıkarmışsınız sanki. Bırakın ıslanıp sırılsıklam olsunlar. Selam ve sevgilerimle...