GECENİN SESİ
Gözlerinde solgun bulutlar var akşamın,
Alnında yorgun yılların derin yolları. Buz tutan kalbinin saçaklarından damlıyor kar, Sonsuz beyazlığa yansıyor duyguları... Heceleri alev olup yakarken gündüzleri, Dipsiz bir kuyu içinde kaybolur yarınları. Efsunlu zamanın kabında yoğrulur nefesleri, Serseri bir kurşuna hedef olur baharları... Işıklar siyaha boyanırken gün batımınla, Gölgelere saklanır tüm eşyanın gizemi. Sessizliğin içinde sesler uyanır akşamla, Şafak vaktine kadar uzar yalnız nöbeti... Yıldızlar damlarken kiremitlerin üstüne, Ezan sesleri yankılanır gökyüzünün evinde. İlahi çağrının yankısı duyulur secdelerde, Nurdan meşaleler yanar dualı yüreklerde... |