Gözlerinde Kaybettim İstanbu'u
İstanbul’u Yirmili Yaşlarda Gören Taşralının Serencâmı
İbrahim Kilik ________________________________________ Asıl İstanbulluların affına sığınarak söze girmek istiyorum.Bir taşralının, hele İstanbul’u yirmi yaşında gören bir taşralının İstanbul sevdasını yadırgayabilirsiniz; ama istanbul’u sevmemi engelleyemezsiniz .Benim İstanbul’umu benden alamazsınız. ________________________________________ Ben, İstanbul’un adını ilk kez 3-4 yaşlarındayken amcamın askerliği dolayısıyla duydum. Ve görmeden sevdim İstanbul’u. Sonra, siyah beyaz filmlerde tanıdım, sevgim daha da ziyadeleşti.Ta ki kendi askerliğime kadar yüz yüze gelemedim onunla. İlk karşılaşmamız 79’un Ekim’ inde oldu İstanbul’la.Dağıtımda İstanbul çıkmıştı bahtıma. Bir sabah erken saatlerde Boğaz’dan vapurla girdim İstanbul’a.Yağmur sonrası serinliği vardı ortalıkta. İstanbul bütün albenisiyle karşıladı beni.Artık ben de bir taşralının olabildiği kadar İstanbulluydum.Ama bir farkım vardı. Yüreğim İstanbul sevdasıyla çarpıyordu. İstanbul seni sardı başıma o günlerde. Ne yazık ki senin gözlerinde yitirdim İstanbul’u.Şairliğimin nedeniydi olanlar. İstanbul güzeldi ve sen en güzel İstanbulluydun...Hikâye böyle başladı.İstanbul payitaht şehirdi, gönlüm de senin payitahtındı. Sonra olanlar oldu. Düşlerimi süslerdi efsane şehir İstanbul. Seni onda, onu sende buldum. Sen, Öyle güzeldin ki tepeden tırnağa İstanbul’dun. Gün geldi, Gözlerinde kaybettim İstanbul’u Sonra olanlar oldu. Bir vapur çığlığı, bir kanat sesi; Bir de rüzgârda savrulan saçların. Alıp beni Kafdağı’ndan aşırdı. Ezanlar yükseldi minarelerden. Dünyayı ahrete bağladı zaman. Zümrüdüanka’dan adını sordum. Belki canan dedi, belki de hicran Sol yanım tutmaz oldu, Sağ yanım talan. Gözlerinde kaybettim İstanbul’u, Olanlar oldu o an. Yüreğime çöreklendi en amansız acılar, Sardı bedenimi dinmez sancılar. Artık, Gecesi saçların gibi simsiyah; Boğaz’ı gözlerin gibi ışıl ışıldı İstanbul’un Sanki, Gözlerin İstanbul’du beni deli eyleyen Sessiz çığlıklar düğümlendi boğazıma aniden. Gençliğimi kaybettim, seni kaybettim, İstanbul’u kaybettim. Göz ucuyla süzüp geçti yanımdan bir ince kız Seni andıran. Çaresizliğime ağıt yaktı güvercinler. Kız Kulesi’ne bir martı kondu. Gözlerinde kaybettim İstanbul’u Sonra olanlar oldu... Ankara,2003 |
Herkes ekmeğini yer, toprağını ezer O'nun,
Ama İstanbul'u sevmez çok kişi...
İstanbul'u seven insanları gördükçe ümitlerim artıyor,
İstanbul'a sahip çıkmalıyız,
Yoksa tarih bizden hesap soracak...
İstanbul ne ayrılıklara tanıklık etmiştir ama her ayrılana da bir avuntu vermiştir...
Bakın siz onu hissetmişsiniz...
İstanbul sevdanız daim olsun...
Sevgilerimle...