Özgür Papağanları İstanbul GöklerininBiliyor muydun? Her akşam bu saatler Gün batımından önce Papağanlar geçiyor Bizim evin üzerinde… Çılgın çığlık Görmüş müydün? İstanbul göklerinde Özgür ve neşeli Uçarken grup halinde … Ne zamandır bu yabancı Uzak memlekette vardılar? Ben diyeyim beş yıl Sen yedi yıla çıkart Uçuyorlar göklerde Masmavi İstanbul’un… Dikkatli bak! Çabuk karışır uzaktan Kırlangıçlarla Yakından yeşildir renkleri Kargadan biraz küçük Güvercinden büyüktür gövdeleri… Hangi sürgün taşıdı Onları bu diyarlara Hangi kafes açık kaldı Ve doldular şehire? Sekizerli onarlı uçuyorlardı Hızlı ve çok konuşkan Üstelik göğün üst perdelerinden Yüksek ağaçlara konuyorlardı… İlkin Öğretmenler korusunda Rastlamıştım Acıbadem’de Sonra acılı bir günde Kaybettiğim bir dostun Anısı içindeyken Aldım seslerini Çılgın çığlık Karacaahmet’te… Sonra her yeşil karede Bir hafiye gibi Iz sürdüm İstanbul’da Gülhane’de, Maçka’da Yıldız parkında Rastladım, konuştum onlarla… Yeşil, zarif, hızlıdır onlar "Paki" koydum adlarını Ne güzel bizim de Ülkede iki ayaklı Papağanlardan sonra Kanatlı, özgür, yeşil Gerçek papağanlarımız Oldu sonunda… |