Kalan nefesten bir sahne!Henüz yeni başlamıştım Gözlerimde her ne kadar uyku varsa saklamıştım Lakin zihnen naçar kalmıştım ve ruhumla o an vedalaşarak ayrılmıştım An sahnelerini açıyordu Kalbim sessizliğinde telaşı kuşanıp aczi yaşıyordu Melalim hicranın busesinde, hülyaların ikliminde umutla ne aranıyordu İşte anılan gün yanımda Ne kadar hikâyelerim varsa şimdilik sır sandığımda Bilme ki kimler hamiyetleriyle ardımda ve ümidin sağanağı rüyalarımda Ne hakkıyla gülü bilirim Ve ne de özlemi gerekçeleriyle nefeslenerek giderim Ben yoz iklimin hüznüyüm ve ruhumda biganeliği yaşayan aşk fakiriyim Henüz filizken koparıldım Yaprağı açmayan ve bağrında uhdeyi anlatan daldım Her ne kadar, şecerem kök salsa da ve neslim bizar olmasa da böyleyim İşte her şey anlatılamıyor Hazanın muştusu ve bazen de hicran kokusu yetiyor Düşünmek ne kadar kabilse sessizliğim kalbime işliyor ve süruru veriyor Hayal ellerimi tutmasa da Ufkum sakin sokaklarda burukluğun hüznünü yaşatır İşte o zaman hevesler yoksullaşır, şevk halden uzaklaşır ve ölüm yaşanır Eğer toprak bir vatansa Milletin tuğyan edilmesi, fikirlerin egalesi zor geliyor Nefeslerin azizliği kalbin sesinde yağmurun güzelliğinde vuslatı anlatıyor Taksim edilen hak işgali Yeryüzünde ki gaspların rengârenk çirkefliği dağlıyor Mazlum bırakılan nefesler ve arzda yüzsüzleşen medeni kepazeler şerde Hani okunan ayetin aşkı Hatmedilen ve fakat anlamı tehir edilen icazetli farkı Öğrenmenin artık zamanda ki kalıntısı ve ne derlere göre şartlanan sancı Sanki setrettiğim bir film Lakin ekranların dizineler içinde hapsettiği kimliğim Bir zevk uğruna, maslahatlara tevdi ettiğim teranelerim, edepsiz melalim Hüznün seherinde nefesim Müddetin kalanında ve daldığım uykunun ıstırabında Şimdi ne evladım ve ne de refikayı saadet anlıyor halimi hedef olmayınca Mustafa CİLASUN |