PORTAKAL ÇİÇEKLERİ AĞLARKEN "akdeniz sahilleri"
Alaca düşmüş gecede
Konyaaltı sahilinde miskin adımlarla El ele yürürken Denize dökülen yakamozu gözlerde topladık Üstümüze gök kubbeden iner gibiydi melekler Kanatlandık mavinin martıları gibi Gök mavisinde ebabil sürülerine göz kırpar gibi Pelteksi dilimizde Hıra dağlarından kalma duaları söylerdik Portakal çiçeklerinde tenlerin narı ile eğlendik Ben şimdi hazırım kara gözlü ceylanım Acılar toprağına ömrümü bağışladım Akdeniz sahillerinde Kaybettiğim gençliğimi ararken Usumun kenarında Emekleyen çocuk misali büyürdün Yalnızlık, bedenimde deli tay gibi koşarken Ruhumu yakan alevdin Tuz deryasına sırlarımızı söylerdi Yüreği çatlamış acılar Çoğalıyordu bedenimizde sessizce. Sana sözüm vardı, bana bir gülüşün yeter diye Aşk da mecaz oyunlara itirazım vardı Ölümden beter diye Gecenin nem düşmüş karanlığında Sinemin kıvrımlarında yanarken ateş Arkamda bırakıp biranda veda etsem Üzerimize yıkılırdı belki de bakır dünya Gurbet eldeki harlı bekleyişlerimiz Düştükçe beynimize Titrerdi kadınımın teni Şuhlar deryasında yıkanırdı leb’i Ellerinde taşırdı tendeki teri Kömür saçlarına ömrümü sardım Çözülmüyor bakışın, bak ne haldeyim Umutla kokuna yandım Sahil yolunda bir top gül Kokusu gelir elvan elvan Kirpiklerde tuzlu su taşır Bir avuç kumsalında söylerdi şarkı Ve kırık namelerdeydi sevinci Ağlamaklı ayrılışlardı sancısı Kendi kumsalına gömerdi ayrılığın acısını Gülleri kuşanırdı yüreğine Ağlayan portakal çiçeklerinde Çek güneşin fişini parladığı yeter Karanlık ayaz geceler de yeniden buluşalım |
zevkle okudum tebrikler hocam