Kİ
Bal renginde sarı, cılız bir ışık düşün
Kızıl, paramparça bir bulut eşliğinde Hoyrat rüzgarın savurduğu nağmeleri unut Ve ardı sıra gelen delice sevmeleri de Çıplak bir ölü düşün alev alev yanan Günahlarla ve tövbelerle dolu duaları olan Akşamın cıvıltılarını da hıçkırıklarını da Kat ki kavrulsun yüreğim ocak ateşinde Bir ağaç edin kendine, kuşları ve yaprakları Olmayan Bir deniz dalgaları ve maviliği unutulmuş İçinde sen olmayan garip bir çığlık at At ki titresin yüreğin bedeninde Bir ben edin kendi içinde kendine Öyle bir bak ki derinliğe Unutulmuş ve eksik kalanları da ekle Kanasın yüreğim karanlık dehlizlerde Bir umut edin kendine Bir yağmurcuk kır çiçeğinin üstünde, titrek Bir kaplumbağa kabuğu içinde , ürkek Bir el uzatmak, bir gönlün dışarı çıkarıp Yunus gibi dile gelmek Kardelen gibi boynun büküp Çıkmak ki karların arasından Bu kadar mı zor Serçelerin kanat çırpmadığı bir günde Unutulmuş günahlı köşelerde ağlamak Titremek, titremek saatlerce sensizliğin arifesinde Umutların gark olduğu bu şehirde Güneşin çıkmadığı bir günde Unutmak bu kadar mı zor …. Gitmek göçmen kuşlar eşliğinde Uzak diyarlara, kanat çırpmak varken Işık süzmelerinin dansını görüp Yerinde durabilmek bu kadar mı gerçek Artık bir ben var, bende ki Senin güftesi yok, ezgileri boş Yaklaşsam ölürüm, ırasam ölürüm Orta yolu bulmalı, bulmalı ki Hayata yön vermeli, yön vermeli |