Alnı Açık Aşk
Dilimdeki,
Yurdumdaki aşk; Alyazmalı, Selvi boylu aşk. Bildiğim, Bilmek istediğim. Karacaoğlan, Köroğlu, Aşık Veysel, Tüm Anadolu ozanları diliyle Anlatılan, Gözlerinde bir orman yangını olan Aşk. Aşkı Memnuları sardım Kırk bohçaya, Attım en derin kırk arşın Uçurumlara. Yudum ellerimi kırklayarak Temiz pak pınarında Namusun. Biz gerçekten sözlerin, Gözlerin, En saf gönlün, Yavru ceylan misali, Lekesiz, tertemiz olan sevginin, Alçak kuytulara gizlenmesine gerek duyulmayan Alnı açık sevmeleri sevdik. Bil ey aşkı arayan gönül Kadehler, günlük hoyrat işlerin arasında Açık saçık sözlere dökülen değil; Kırk bohçaya sarılı Hazine bilidiğimiz aşkı. Nasıl anlatılır ki; En özel mücevher Paylaşılmaz. Aşk iki kişiye mahsus, Bir başkası göremez, Gördüğü aşk değil. Eğer aşk bir anlık hisse Bu yanılgının ahında; Doğan ay, yıldızlar Menekşeler, güller Birbir dökülürler... (Ocak 2010) |