ZALİM KADIN
ZALİM KADIN
Bir adam bir kadeh bir kırık masa Bürünmüş siyahtan derin bir yasa Çökmüş omuzları güçsüz kolları Maziye dalıp gitmiş yorgun gözleri Saçları dağınık yüzü kırışmış Titreyen eliyle kadehi tutmuş Gelene geçene aşkını sormuş Mezesi bir damla umudu olmuş Geçmişin hüzünlü anılarında Kaybetmişti gençliğini vefasızında Kazınmıştı bir kere hafızasında Artık dolaşıyordu düş sokağında O da istemez miydi kaderi gülsün İster miydi gönlündeki ışıklar sönsün Çatlamış dudakları tırtıklı sesi Yaklaşmıştı ecelin soğuk nefesi Eski çınar misali içi oyuldu Bıraktı direnmeyi yere devrildi Ne mutluluk ne varlık ne şan ne şöhret kaldı Her şeyini doyumsuz o zalim kadın aldı |