İÇİ GEÇMİŞ BİR ŞİİRİN ÇIĞLIĞI
Gıcırdayan bir vapur sabahında,
Huzursuz ve mutsuz bir şair, Beyninde binlerce karışmış ses, Kalem oynuyor fakat Bir şey çıkmıyor O yazamıyor, O yazamadıkça Ben de geri kalmıyorum, Yazamıyorum O eskiden hiç durmayacak gibi akan, ilhamların çeşmesine Tıpa takılmış sanki Cephede kumandanlarını kaybetmiş askerler gibi; kelimelerim Ben esir düştüm kendi toprağımda Kendi toprağım yaban oldu bana, Onlar ise dağılıyorlar misket misali Demem o ki, kumandan nice zaman daha hapis Bir apartman boşluğuna atılmış bir bedende hem de Hem de koskoca bir hayat Apartman o kadar gürültülü ki Bir curcunadır gidiyor, Sanırım bu yüzden Ben, yazamadığımı yazıyorum Sallanan evimde Komşulara gelince de Kendi seslerinden başka bir şey duymamışlar, Ta ki zaman bugünü buluncaya kadar… Bugün ne mi var peki? Kocaman isyankâr bir çığlık! Öyle şiddetli ki, Sırf apartman değil, tüm mahalle ayağa kalkacak merakla Pazaryerleri karışıp, düzen sağlanacak Günün sonunda Zira bugün kaçış günü Bugün özgürlüğün; özgürlüğümün günü En güzel üniformam derim, En iyi silahım da sesim, Tek başına ama güçlü Zaten bu yalnızlıktandır ki “Ben şairim!” diyemem artık Kirlenen, acı çeken, Kan akıtıp; kanı durmadan dökülen Normal bir askerim sadece, Yani, şair değil, Şiirin ta kendisiyim |
Kocaman isyankâr bir çığlık!
Öyle şiddetli ki,
Sırf apartman değil,
tüm mahalle ayağa kalkacak merakla
Pazaryerleri karışıp, düzen sağlanacak
Günün sonunda
Tebrikler Şaire, saygı ve sevgiyle..