Tanıdığım en zeki insanların ordusu Sanırım bu nedenle hasetlik sözkonusu Fıkralara konu hep biraz saf oldukları Nerde ince bir mizah arayıp buldukları Temel ile Dursun’u bilmeyeniniz yoktur Bu iki kahramanın anıları pek çoktur Fıkra bu ya meydanda bir çukur peydah olmuş Birkaç dikkatsiz insan itina ile dolmuş Dursun koşarak gelmiş Temel’e yelyepelek Yüzü gözü dağılmış bir yanda yelken kürek ‘’Haçan ilerde düştüm kocaman bir çukura’’ Ne hâle gelmiş bakın şu zavallı fakire Hep birlikte gitmişler bu çukurun yanına Üç beş kişi doldurmuş çukuru inadına Düşünmüşler’’ ne yapsak bu duruma bir engel’’ ‘’Daha kaç kişi düşer buraya çengel çengel’’ ‘’Bir ambulans koyalım hele bunun başına Bu yardım değil midir deyin başlı başına’’ ‘’Ula sen delimisun hastahane çok uzak Hem hiç görmeyimisun bu bildiğin bir tuzak’’ ‘’Tamam haklısın’’ demiş Dursun gülümseyerek Bakıp kısa bir süre çukura bekleyerek ‘’Haçan biz bu çukuru neden kapatmıyoruz? Hastanenin önüne bir tane açmıyoruz?’’ ‘’Hay ! aklınla bin yaşa ula akılli dursun Sen kazma kap ben kürek bu çukur burda dursun.
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
işte kıssadan hisse diye ben buna derim şimdi..ne kadar güzeldi, akıp gitti mısralar...düşündürücüydü, anlamlıydı,teşekkürler, tebrikler efendim, saygımla, selamlar...
Haçan bilmem bu şiir kaç kişi tarafından okundu Bende de az laz'lık var ya bana da biraz dokundu Benim bildiğim laz'ların hepsi genelde uyanık olur Sadece çok sinirlendiğinde azcık bir yerlerinden solur Fakat ben zerre kadar olsun hiç mi hiç sinirlenmedim Temel'le Dursun için kızacak kadar da kafayı yemedim Aslında hem Temel, hem de Dursun ikiside akrabam Hamsi kılçığını bile satmışlar zamanında, anlatırdı babam Duydum ikiside şu an tatil yapıyorlarmış memlekette Temel bi ara müteahhit'ti, Dursun'da çalışırdı bi markette İkisini bulup mutlaka sormam gerekti bu çukur işini Kafaya takmıştım ya bırakamazdım daha bunun peşini Atladım otobüse yollandım memlekete gidiş, o gidiş Hep diyordum kendime yahu var bu çukur işinde bir iş Uzun lafın kısası vardım yirmi saat sonra bizim köye Otobüsten iner inmez ikisini sordum öğretmen beye Öğretmen bey dedi; yahu ikiside habire para saçıyor Talebeler bile para toplamak için mektepden kaçıyor Dedim ya bir şeyler var mutlaka bunların işinde İkisinide para saçarken yakaladım köyün girişinde Kızdım bağırdım dedim; yahu nedir çektiğim sizden Temel çekti bıçağı bağırdı; ula ne istiysun sen bizden Yazıklar olsun sana dedim; ula beni tanımadın mı Temel Dedim anlatın bakalım bana, neydi bu çukur işindeki emel Dursun atıldı; ula uşağum dedi, sen nerden girdin habu işe Ya hiç sorma dedim, hakkınızda şiir yazmış Defterdeki güşe Ula baa bak dedi, ne defterunden konişaysun güşe kim peki Dedim ya ne etcen tanımazsın, burada bi şair, hem de çok zeki Ula dedi, mademki o kadar zeki, ne diye hakkımızda konişayi Temel atıldı öne, kızma uşağum dedi, anladum kız pizu tanimayi Bak dedi Temel; söyle o güşe kızımıza arkamızdan atmasun El memleketi satayi pizum üç kuruşumuz kimselere batmasun Ula dedim siz en sonunda galiba kafayı iyiden iyiye yediniz Anlatın bana, onlar her şeyi satarken siz sanki bi şey mi dediniz Bakın, bi çukur başımıza ne işler getirdi, sonumuz hayır olsun Çabuk anlatın bana çukuru dedim, beklemeyelim ki suyla dolsun Bana bakın dedim, artık sabrım kalmadı, bu çukurlar neyin nesi Dursun konuşmak istedi susturdu Temel, o başladı, kısıktı sesi Uşağum dedi, Cemal emiceyi piliysun eskiden üç kişiyi furmuşti Ardından da memleket'ten kaçıp İstanbul'da kendi işuni kurmuşti Lafın tam burasında koptum ben kahkahayla gülmeye başladım Acaba anladı mı diye bakmak için güşe'nin penceresini taşladım Pencereye çıktı güşe çıkmasına ama anlamadığı belliydi halinden Zavallım ağlamaklı olmuştu fırrt diye burnunu çekti derinden Seslendim o'na çık bakalım şimdi içinden, anlat anladığını bana Anlamadım diyorsan vallahi futbolu yasak ederim, oynatmam sana Çukur işinin peşinde bir iş olduğunu anlamıştım aslında çoktan Ergenekon çıkar, başıma iş almayayım diye düşündüm, hiç yoktan Bu'da bir oyun halbuki, olay dışarıdan desteklenen bir oyun Satılmış adam dolu memleket, ABD çoban sahte kabadayı da koyun Neyse gelelim biz tekrar bu çukur işine, işi iyice uzatmayalım Ceylan derisi koltuklarında otursun onlar, çorbalarına tuz katmayalım Azz sonra bu çukur işini açıklayacaktım, fakat birden vazgeçtim Artık bende uyandım bedava anlatmak yok, paradan tarafı seçtim Hadin bakalım eller cebe, hemen şimdi adam başı yüz lira ödeyin Şu an paranız yoksa da, vallahi, billahi yarın ödeyeceğim deyin Tamam artık sabrınız kalmadı belli, anlatayım bari sessizce Temel demişti'ya hani İstanbul'da kendi işini kurmuş bizim emice Cemal emice'de Müteahhit'lik var, tezgahı kurmuş yol yapıyor Belediye başkanı hısmı olur, ihaleleri herkesten önce kapıyor Bizim Cemal emice Temel'le, Dursun'u bol parayla azdırmış İstanbul'un değişik yerlerine çaktırmadan bir sürü çukur kazdırmış Eee sizler artık anladınız mı, şimdi Temel'le, Dursun neden deli Bu konuda ben susayım da, konuşturalım isterseniz Temeli Temel top sende uşağum, ver bakalım mesajını, duysun cümle alem Akıllıca bir şey olsun, ve hatta yazmaya bile cesaret edemesin kalem Uşağum mademki ba verdun sözi, o zaman iyi dinleyin beni Hiçte aklı işi değildir, bi kimse çok akıllı göriyse kendini Saf olup akıllı görünmenin mümkünü kesunlukle yoktur Akıllı olupta saf görünmeninse faydaları bir hayli çoktur Tabii ki hepimiz de dürüst değiliz, örnek pizum emi'cik Biri daha vardi hatırlamayrum, hani oğluna almıştı gemicik....
Haçan habu pizum Temel'le Dursun çok geveze uşaklar...Pi konişmaya başlayiler, sonra susmak pilmeyiler... Ha bi de işgal ettiğim yerlerin parasını Cemal emicem verecek... :-))
Temel hayata veda etmiş bir futbolcu arkadaşının mezarına top alıp götürmüş..Yandaki mezara çiçek getirenler alaycı bir şekilde sormuşlar; -Ne zaman oynayacak acaba ?
Temel yüzlerine bile bakmadan;
-Sizinçi çiçekleri koklatuğu zaman....
Saygılarımla...
kubano tarafından 1/8/2010 11:12:20 AM zamanında düzenlenmiştir.
Annenize ve babanıza Allahtan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsınlar, mekanları cennet olsun...
Nereli olduğunuz veya olduğumuz hiçte önemli değil aslında, ama insan merak ediyor işte bazen..Sizin nereli olduğunuza gelince; benden size naçizane bir dost, bir abi, hatta belki bir amca tavsiyesi (bilmiyorum ne derece yakın veya uzağım ama, şiirlerinizden ve yazdıklarınızdan yola çıkarak yaşınızı 24 ile 29 arası tahmin ediyorum, o yüzden belkide amca dedim, çünkü 24 yaşında oğlum var..)
Evet, size naçizane tavsiyem; kendinizi ne oralı, ne buralı ilk etap da dünyalı görün..Eğer öyle yaparsanız, dünyanın neresine giderseniz gidin kendize en kısa sürede dostlar edinebilirsiniz...Aslında sizi buradan tanıyabildiğim kadarıyla, bu konuda bir zorluk çekeceğinize de ihtimal vermiyorum doğrusu..
Önce iyi bir insan olmamız yeterli bence. Diğer kimlikler ortada bir arkadaşlık, bir dostluk oluşmuşsa, sohbeti, muhabbeti belki biraz daha yoğunlaştırabilmek açısından öne çıkabilir.(Temel'in, yeni tanıştığı Dursuna; 'ula uşağum, en son ne zaman hamsi yedun' diye sorması gibi ) İnsani yönünü kendime yakın bulmadığım birine nereli olduğunu sormaya da gerek görmem zaten...
Burada bazı sayfalarda şahit oldum. Yazmış amcam veya teyzem; 'MÜSLÜMAN FİLİSTİN HALKINA YAPILAN ZULMÜ KINIYORUM' vs. türü şeyler... Tamamda kardeşim, oraya en başa adamın müslüman kimliğini koyuyorsan, bu bana aynı zulmü müslüman bir ülke yaptığında sessiz kalacağının habercisi gibi geliyor...Sadece insanlara yapılan bir zulüm olarak görüpte kınasa, insani değerlere önem veren bir kişi olduğunu düşünür, kendime yakın görürüm... Nitekim insani yönlerine değilde, dini kimliğine bakıldığı için torununundan bile küçük 14 yaşındaki küçücük bir kıza sarkan 70 küsür yaşındaki cinsi ve dinsi sapığı kendi çevresinden birkaç kişi dışında eleştiren bile çıkmadı... Reel yaşamda hep söylüyorum, sanalda söylemekten de zerre kadar çekinmiyorum; 'eğer müslümanlık bu adamlarınkiyse, ben dinsizim' Onun için insani kimliğini en yakın yerinde taşıyan insanlara renklerine, cinsiyetlerine, yaşlarına, sosyal statüsüne hatta ve hatta tuttuğu takıma :-)) bakmaksızın sonsuz saygı duyarım. Onları kendime, kendimi de onlara yakın görürüm, tıpkı size olduğu gibi...
Ama, sahi biz tanışmadık bile yahu.. :-)) İsmim Mustafa...17 yaşında liseyi bitirip Almanya'ya geldim...32 yıldır 'Almanya Acı Vatan Adama Hiç Gülmeyi' türküsünü söylüyorum. Bazen avazım çıktığı kadar bağırarak, bazen içimden...
Bu arada sarışınlarla ilgili şiirinizi astığınızın bildirisi geldi, fakat ilk önce buradaki yorumunuzu okuduğum için henüz okumadım. Cevabı gönder tuşuna tıklar tıklamaz sarışınların yanındayım... Bakalım ne saftiriklikler ! yapmışlar huyları kurumayasıcalar.. :-)) Selamlar... Sevgi ve saygılarımla...
İltifatlarınız için çok teşekkür ediyorum öncelikle.Bunu hitabeti çok güzel birinden duymak da ayrı güzeldi. Ben aslen İstanbul doğumlu olup ,annem kütahya babam ise yine İstanbul'lu.Babamın baba tarafı Malatyaya dayanıyor.Bu durumda ben nereli oluyorum açıkçası pek bir fikrim yok:)) Gerçi halıhazırda ne annem ne de babam hayatta değil:((Sorunuzla bunun pek ilgisi yok gerçi ama paylaşmak istedim. Selam ve saygılarımı kabul buyurun lütfen.
Amin..Allah sizinde eksikliğinizi göstermesin...Hakkımdaki düşünceleriniz için çok teşekkür ederim...Bizimkisi ortalama bir Karadenizli zekası işte o kadar... Fakat, ben sizin geçenlerdeki esprilerinizden sonra ne kadar zeki ve akıllı olduğunuzu anlamıştım...Sahi sorabilir miyim, siz nerelisiniz..? Esen kalın...
:))))))))))))) Hususi yoruma cevabınızı okumaya geldim:)) Allah eksikliğinizi göstermesin.Müthiş bir zekanız ve kaleminiz var.Sohbetiniz de dolayısıyla doyumsuz.Tekrar teşekkür ediyorum her bir satırınıza..
Uyyy haçan penu pembeye boyamişsunuz, şimdu yanduk.. :-))
Mademki konumuz döndü dolaştı önyargıya geldi..Bu konuda fikirlerimi açıklayayım..Herkesin mutlaka karşısındaki insan hakkında hüküm vermesi, değerlendirmesi için kendine has birtakım kıstasları vardır. Benimde var. Belki bu'da başlı başına bir önyargı ama, bu konuda fazla yanıldığımda olmadı açıkcası.. Karşımdaki insanın espri anlayışına ve herhangi bir konuda önyargıları var mı, yok mu bakarak o kişileri kafamda değerlendiririm..Bizde her ne kadar beyin olmasa da, beynimin içinde olur tüm bunlar..(buyrun size Temel fıkrası niteliğinde bir açıklama..Benim tanıdığım güşe burada; 'yok beyninde değilde, pankreasında mı olacaktı' der.. ) :-)) Bakın hemen konuyu dağıtmak için nasıl hazırım..Diyorum ya, az çok var bizde de laz'lık... Ama konu bence sahiden çok önemli ve dağıtmaya gelmez...Evet, karşımdaki insanın espri anlayışına bakarım demiştim..Yaptığı esprileri, ve espriyi kavrama hızını hemen terazide tartmaya başlarım...Bakarım, başkaları ile dalga geçerken, bir yandan da burnu kaf dağına doğru ışık hızıyla ilerliyor mu ? Yoksa kimseyi kırmadan, devamlı mazlumun, zayıfın yanında bir tavrı mı var..Ve de kendisiyle dalga geçebiliyor mu ? Kendisini haddinden fazla ciddiye alan ve önemseyen kimselerle de iyi bir iletişim içine giremem...Aynı şekilde, en büyüğünden, en küçüğüne ne konusunda olursa olsun, biri önyargı sahibiyse o'nunla da çok iyi anlaşamam...Dediğim gibi, bir insanın içinde kendine has değer yargıları olabilir, ama bunu toplum içinde ya da bulunduğu ortamda kendini paralarcasına doğru diye kabul ettirmeye çalışıyorsa, hemen bendeki zeka ölçme mekanızması başlar o kişinin zekasını ölçmeye...O an'da sol omuzumdaki melek derki; 'ya bırak şu boş adamı, görmüyor musun zırvalıyor'..Sağımdaki melek hemen seslenir 'ayy yazııık, biraz daha zaman tanı yaa, belki kötü birgün yakalamıştır' ....!!
Dediğim gibi, önyargılardan, ve genellemelerden uzak kalmaya çalışırım hep.....Onun için önyargı sahibi olmayan herkesle çok iyi anlaşırım...Bundan bir buçuk yıl önce kayıt olduğum bir site de, orada kendine bir yer edinmiş yaşı benden bir hayli küçük olan bir genç, yazdığım birkaç yazıdan sonra bana; ' Giresun'dan adam çıkmaz diyorlar, ama sen çıkmışsın' gibi dahiyane ! bir iltifatta bulundu hemde herkesin okuyabileceği forumda..O'na dilimin döndüğünce ve direkt olarak incitmemeye çalışarak bu düşüncelerinin bir genelleme olduğunu ve doğru olamayacağını anlatmaya çalıştıkça, baktım ki küstahlaşıyor ve ben o münakaşayı sadece kaybedebilirim...'Özür dilerim, galiba sen haklısın' dedim ve o elinde tenekeden galibiyet kupası ile sevinirken, ben'de 'dersini almışta ediyor ezber' modundaydım...
Şimdiki oturduğum şehire taşınmadan önceki yaşadığım şehirde gittiğim fitnes salonunda üç homoseksüel arkadaşım vardı ve onlarla sohbet etmek, oturup çay kahve içmek benim için gayet doğal ve olağan şeylerdi. Fakat, beni iyi tanıyan bilhassa genç Türk arkadaşlar 'abi onlarla nasıl konuşuyon ya, başkaları hakkında konuşur diye korkmuyon mu' ? Diye sorarlardı.. Onlara 'oğlum ben kendi erkekliğimden eminim, her konuştuğum kadınla bir şeyler yaşamıyorsam, bu arkadaşlarla da yaşamıyorum, başkalarının ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor derdim...Ve çok şükür bugüne kadar da kimse yüzüme veya arkamdan o yönde bir şeyler söylenip, bağırmadılar...Türkiye'de hakemlik yapmaya da benim niyetim yok...
Eyvah eyvah..! Vallahi birkaç cümle yazacaktım destan gibi oldu... Ama hep sizin suçunuz, sarışınlardan, önyargılardan filan bahsedip beni galeyana getirdiniz...Sarışınlar hakkındaki önyargıyı da anlamam..Şöyle söyleyeyim; zekayı, akılı, boyda - posda, saç renginde, vücut ölçülerinde, ırkta, renkte arayan kişi gitsin önce kendi zekasını ölçtürsün..Sarışınlar konusundaki şiirlerinizi bekliyorum. Elimden geldiğince destekleyeceğimin sözünü veriyorum şimdiden... Hadin, hep birlikte tüm önyargılara savaş açalım...
Bu arada, Temel'le Dursun hakkında atmadığınızı tabii ki gördüm, ama Temel olsun, Dursun olsun beyinleri olmadığı için gaz'la çalışıyorlar, onlara biraz gaz vereyim istedim.. :-)) Bu yazdıklarımı okuyupta 'ulan amma da geveze adammış ha' diye düşünmeyen her kim varsa, helal olsun derim.. Bu kişi hakikaten tamamen önyargılardan arınmış, hatta evliya gibi ermiş diyebilirim... :-))
Bu arada, (ikincisi) pembeye boyadığınız için çok teşekkür ederim...Yalnız, homoseksüel dostlarım oldu adım çıkmadı ama, burada pembe giydiğimden dolayı çıkarsa sizin suçunuz...Galiba üzerinden bir ton boya fora edildiğinde teşekkür edilen tek yer burasıdır... Ayrıca sevgili 'gurbetçiler' ismimi zikredip, yorumu ve fıkrayı beğendiğini belirtmiş, o'na da çok teşekkür ediyorum..
Durun gider ayak bir laz fıkrası daha;
Dünyanın en büyük beyin cerrahları insan beyni hakkında çok büyük bir araştırma yapıyorlar ve donör olması için ünlü tenor Placido Domıngo'ya 10 milyar dolar gibi astronomik bir rakamı teklif ediyorlar... Yapacağı şey ilk önce sahneye çıkıp ünlü 'O Sole Mio' şarkısını seslendirecek sonra beyninin bir kısmı alınacak ve iyileştikten sonra şarkıyı tekrar seslendirecek, ki uzmanlar arada fark var mı görsünler.. Kabul ediyor Domingo (hiç beklemezdim bu kadar paragöz olacağını) Ve çıkıyor sahneye heyet ön sırada oturmuş bekliyor, Domingo muhteşem bir şekilde başlıyor; -O SOLE MİOOOOOOO.... Sonra ameliyat ve beynin bir kısmı alınıyor..6 ay iyileşme filan, Domingo tekrar sahnede; -SOLE MİOOOOOO..... Bakıyorlar ki O'yu unuttu, yuttu... Sonra bir ameliyat daha, bu sefer beynin yarısını alıyorlar...Yine 6 aylık aynı süreç.. Domingo tekrar sahnede; -MİOOOOOOO Eyvah herif iyice zıvanadan çıktı, bu seferde SOLE'yi unuttu...Tekrar bir ameliyat daha ve beyni tamamen alıp, kafanın içini tamtakır bırakıyorlar...6 ay iyileşme ve derken heyet merak içinde sahnenin önünde yerini almış. Yürümesi bile beklenmeyen Domingo gözleri parlar bir vaziyette, bir hışımla sahneye atlıyor ve başlıyor; -TABANCAMUN SAPUNİİİ GÜLLE DONATACAĞUM, GÜLLE DONATACAĞUM...
(adam çocuğuna her gün bir ton dayak atar, ama başkası ufak bir fiske vursa kudurur, benimkisi biraz o hesap )
:)))))) İlahi çok yaşayın.Harika olmuş.Hem de sayfamda şiir(fıkra) adı altında neşrolandan çok daha güzeldi. Hem Temel'le Dursun'a söyleyin ki madem akrabanız.Arkalarından atıp tutmadım.Atıp tutanlar olduğunu en başta belirterek keskin zekaları ve bundan dolayı kıskanıldıklarını söyledim. Ayrıca sarışın fıkraları da var yakında onları da yayınlayacağım.Onların fıkralara konu olmasının sebebi de nadir bulundukları ve genelde güzel oldukları için değil midir? Teşekkür ediyorum değerli varlığınıza defalarca hem de. (Daha hala gülüyorum:)) Bunu bilgisayarıma kopyalayacağım)
Annenize ve babanıza Allahtan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsınlar, mekanları cennet olsun...
Nereli olduğunuz veya olduğumuz hiçte önemli değil aslında, ama insan merak ediyor işte bazen..Sizin nereli olduğunuza gelince; benden size naçizane bir dost, bir abi, hatta belki bir amca tavsiyesi (bilmiyorum ne derece yakın veya uzağım ama, şiirlerinizden ve yazdıklarınızdan yola çıkarak yaşınızı 24 ile 29 arası tahmin ediyorum, o yüzden belkide amca dedim, çünkü 24 yaşında oğlum var..)
Evet, size naçizane tavsiyem; kendinizi ne oralı, ne buralı ilk etap da dünyalı görün..Eğer öyle yaparsanız, dünyanın neresine giderseniz gidin kendize en kısa sürede dostlar edinebilirsiniz...Aslında sizi buradan tanıyabildiğim kadarıyla, bu konuda bir zorluk çekeceğinize de ihtimal vermiyorum doğrusu..
Önce iyi bir insan olmamız yeterli bence. Diğer kimlikler ortada bir arkadaşlık, bir dostluk oluşmuşsa, sohbeti, muhabbeti belki biraz daha yoğunlaştırabilmek açısından öne çıkabilir.(Temel'in, yeni tanıştığı Dursuna; 'ula uşağum, en son ne zaman hamsi yedun' diye sorması gibi ) İnsani yönünü kendime yakın bulmadığım birine nereli olduğunu sormaya da gerek görmem zaten...
Burada bazı sayfalarda şahit oldum. Yazmış amcam veya teyzem; 'MÜSLÜMAN FİLİSTİN HALKINA YAPILAN ZULMÜ KINIYORUM' vs. türü şeyler... Tamamda kardeşim, oraya en başa adamın müslüman kimliğini koyuyorsan, bu bana aynı zulmü müslüman bir ülke yaptığında sessiz kalacağının habercisi gibi geliyor...Sadece insanlara yapılan bir zulüm olarak görüpte kınasa, insani değerlere önem veren bir kişi olduğunu düşünür, kendime yakın görürüm... Nitekim insani yönlerine değilde, dini kimliğine bakıldığı için torununundan bile küçük 14 yaşındaki küçücük bir kıza sarkan 70 küsür yaşındaki cinsi ve dinsi sapığı kendi çevresinden birkaç kişi dışında eleştiren bile çıkmadı... Reel yaşamda hep söylüyorum, sanalda söylemekten de zerre kadar çekinmiyorum; 'eğer müslümanlık bu adamlarınkiyse, ben dinsizim' Onun için insani kimliğini en yakın yerinde taşıyan insanlara renklerine, cinsiyetlerine, yaşlarına, sosyal statüsüne hatta ve hatta tuttuğu takıma :-)) bakmaksızın sonsuz saygı duyarım. Onları kendime, kendimi de onlara yakın görürüm, tıpkı size olduğu gibi...
Ama, sahi biz tanışmadık bile yahu.. :-)) İsmim Mustafa...17 yaşında liseyi bitirip Almanya'ya geldim...32 yıldır 'Almanya Acı Vatan Adama Hiç Gülmeyi' türküsünü söylüyorum. Bazen avazım çıktığı kadar bağırarak, bazen içimden...
Bu arada sarışınlarla ilgili şiirinizi astığınızın bildirisi geldi, fakat ilk önce buradaki yorumunuzu okuduğum için henüz okumadım. Cevabı gönder tuşuna tıklar tıklamaz sarışınların yanındayım... Bakalım ne saftiriklikler ! yapmışlar huyları kurumayasıcalar.. :-)) Selamlar... Sevgi ve saygılarımla...
İltifatlarınız için çok teşekkür ediyorum öncelikle.Bunu hitabeti çok güzel birinden duymak da ayrı güzeldi. Ben aslen İstanbul doğumlu olup ,annem kütahya babam ise yine İstanbul'lu.Babamın baba tarafı Malatyaya dayanıyor.Bu durumda ben nereli oluyorum açıkçası pek bir fikrim yok:)) Gerçi halıhazırda ne annem ne de babam hayatta değil:((Sorunuzla bunun pek ilgisi yok gerçi ama paylaşmak istedim. Selam ve saygılarımı kabul buyurun lütfen.
Amin..Allah sizinde eksikliğinizi göstermesin...Hakkımdaki düşünceleriniz için çok teşekkür ederim...Bizimkisi ortalama bir Karadenizli zekası işte o kadar... Fakat, ben sizin geçenlerdeki esprilerinizden sonra ne kadar zeki ve akıllı olduğunuzu anlamıştım...Sahi sorabilir miyim, siz nerelisiniz..? Esen kalın...
:))))))))))))) Hususi yoruma cevabınızı okumaya geldim:)) Allah eksikliğinizi göstermesin.Müthiş bir zekanız ve kaleminiz var.Sohbetiniz de dolayısıyla doyumsuz.Tekrar teşekkür ediyorum her bir satırınıza..
Uyyy haçan penu pembeye boyamişsunuz, şimdu yanduk.. :-))
Mademki konumuz döndü dolaştı önyargıya geldi..Bu konuda fikirlerimi açıklayayım..Herkesin mutlaka karşısındaki insan hakkında hüküm vermesi, değerlendirmesi için kendine has birtakım kıstasları vardır. Benimde var. Belki bu'da başlı başına bir önyargı ama, bu konuda fazla yanıldığımda olmadı açıkcası.. Karşımdaki insanın espri anlayışına ve herhangi bir konuda önyargıları var mı, yok mu bakarak o kişileri kafamda değerlendiririm..Bizde her ne kadar beyin olmasa da, beynimin içinde olur tüm bunlar..(buyrun size Temel fıkrası niteliğinde bir açıklama..Benim tanıdığım güşe burada; 'yok beyninde değilde, pankreasında mı olacaktı' der.. ) :-)) Bakın hemen konuyu dağıtmak için nasıl hazırım..Diyorum ya, az çok var bizde de laz'lık... Ama konu bence sahiden çok önemli ve dağıtmaya gelmez...Evet, karşımdaki insanın espri anlayışına bakarım demiştim..Yaptığı esprileri, ve espriyi kavrama hızını hemen terazide tartmaya başlarım...Bakarım, başkaları ile dalga geçerken, bir yandan da burnu kaf dağına doğru ışık hızıyla ilerliyor mu ? Yoksa kimseyi kırmadan, devamlı mazlumun, zayıfın yanında bir tavrı mı var..Ve de kendisiyle dalga geçebiliyor mu ? Kendisini haddinden fazla ciddiye alan ve önemseyen kimselerle de iyi bir iletişim içine giremem...Aynı şekilde, en büyüğünden, en küçüğüne ne konusunda olursa olsun, biri önyargı sahibiyse o'nunla da çok iyi anlaşamam...Dediğim gibi, bir insanın içinde kendine has değer yargıları olabilir, ama bunu toplum içinde ya da bulunduğu ortamda kendini paralarcasına doğru diye kabul ettirmeye çalışıyorsa, hemen bendeki zeka ölçme mekanızması başlar o kişinin zekasını ölçmeye...O an'da sol omuzumdaki melek derki; 'ya bırak şu boş adamı, görmüyor musun zırvalıyor'..Sağımdaki melek hemen seslenir 'ayy yazııık, biraz daha zaman tanı yaa, belki kötü birgün yakalamıştır' ....!!
Dediğim gibi, önyargılardan, ve genellemelerden uzak kalmaya çalışırım hep.....Onun için önyargı sahibi olmayan herkesle çok iyi anlaşırım...Bundan bir buçuk yıl önce kayıt olduğum bir site de, orada kendine bir yer edinmiş yaşı benden bir hayli küçük olan bir genç, yazdığım birkaç yazıdan sonra bana; ' Giresun'dan adam çıkmaz diyorlar, ama sen çıkmışsın' gibi dahiyane ! bir iltifatta bulundu hemde herkesin okuyabileceği forumda..O'na dilimin döndüğünce ve direkt olarak incitmemeye çalışarak bu düşüncelerinin bir genelleme olduğunu ve doğru olamayacağını anlatmaya çalıştıkça, baktım ki küstahlaşıyor ve ben o münakaşayı sadece kaybedebilirim...'Özür dilerim, galiba sen haklısın' dedim ve o elinde tenekeden galibiyet kupası ile sevinirken, ben'de 'dersini almışta ediyor ezber' modundaydım...
Şimdiki oturduğum şehire taşınmadan önceki yaşadığım şehirde gittiğim fitnes salonunda üç homoseksüel arkadaşım vardı ve onlarla sohbet etmek, oturup çay kahve içmek benim için gayet doğal ve olağan şeylerdi. Fakat, beni iyi tanıyan bilhassa genç Türk arkadaşlar 'abi onlarla nasıl konuşuyon ya, başkaları hakkında konuşur diye korkmuyon mu' ? Diye sorarlardı.. Onlara 'oğlum ben kendi erkekliğimden eminim, her konuştuğum kadınla bir şeyler yaşamıyorsam, bu arkadaşlarla da yaşamıyorum, başkalarının ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor derdim...Ve çok şükür bugüne kadar da kimse yüzüme veya arkamdan o yönde bir şeyler söylenip, bağırmadılar...Türkiye'de hakemlik yapmaya da benim niyetim yok...
Eyvah eyvah..! Vallahi birkaç cümle yazacaktım destan gibi oldu... Ama hep sizin suçunuz, sarışınlardan, önyargılardan filan bahsedip beni galeyana getirdiniz...Sarışınlar hakkındaki önyargıyı da anlamam..Şöyle söyleyeyim; zekayı, akılı, boyda - posda, saç renginde, vücut ölçülerinde, ırkta, renkte arayan kişi gitsin önce kendi zekasını ölçtürsün..Sarışınlar konusundaki şiirlerinizi bekliyorum. Elimden geldiğince destekleyeceğimin sözünü veriyorum şimdiden... Hadin, hep birlikte tüm önyargılara savaş açalım...
Bu arada, Temel'le Dursun hakkında atmadığınızı tabii ki gördüm, ama Temel olsun, Dursun olsun beyinleri olmadığı için gaz'la çalışıyorlar, onlara biraz gaz vereyim istedim.. :-)) Bu yazdıklarımı okuyupta 'ulan amma da geveze adammış ha' diye düşünmeyen her kim varsa, helal olsun derim.. Bu kişi hakikaten tamamen önyargılardan arınmış, hatta evliya gibi ermiş diyebilirim... :-))
Bu arada, (ikincisi) pembeye boyadığınız için çok teşekkür ederim...Yalnız, homoseksüel dostlarım oldu adım çıkmadı ama, burada pembe giydiğimden dolayı çıkarsa sizin suçunuz...Galiba üzerinden bir ton boya fora edildiğinde teşekkür edilen tek yer burasıdır... Ayrıca sevgili 'gurbetçiler' ismimi zikredip, yorumu ve fıkrayı beğendiğini belirtmiş, o'na da çok teşekkür ediyorum..
Durun gider ayak bir laz fıkrası daha;
Dünyanın en büyük beyin cerrahları insan beyni hakkında çok büyük bir araştırma yapıyorlar ve donör olması için ünlü tenor Placido Domıngo'ya 10 milyar dolar gibi astronomik bir rakamı teklif ediyorlar... Yapacağı şey ilk önce sahneye çıkıp ünlü 'O Sole Mio' şarkısını seslendirecek sonra beyninin bir kısmı alınacak ve iyileştikten sonra şarkıyı tekrar seslendirecek, ki uzmanlar arada fark var mı görsünler.. Kabul ediyor Domingo (hiç beklemezdim bu kadar paragöz olacağını) Ve çıkıyor sahneye heyet ön sırada oturmuş bekliyor, Domingo muhteşem bir şekilde başlıyor; -O SOLE MİOOOOOOO.... Sonra ameliyat ve beynin bir kısmı alınıyor..6 ay iyileşme filan, Domingo tekrar sahnede; -SOLE MİOOOOOO..... Bakıyorlar ki O'yu unuttu, yuttu... Sonra bir ameliyat daha, bu sefer beynin yarısını alıyorlar...Yine 6 aylık aynı süreç.. Domingo tekrar sahnede; -MİOOOOOOO Eyvah herif iyice zıvanadan çıktı, bu seferde SOLE'yi unuttu...Tekrar bir ameliyat daha ve beyni tamamen alıp, kafanın içini tamtakır bırakıyorlar...6 ay iyileşme ve derken heyet merak içinde sahnenin önünde yerini almış. Yürümesi bile beklenmeyen Domingo gözleri parlar bir vaziyette, bir hışımla sahneye atlıyor ve başlıyor; -TABANCAMUN SAPUNİİİ GÜLLE DONATACAĞUM, GÜLLE DONATACAĞUM...
(adam çocuğuna her gün bir ton dayak atar, ama başkası ufak bir fiske vursa kudurur, benimkisi biraz o hesap )
:)))))) İlahi çok yaşayın.Harika olmuş.Hem de sayfamda şiir(fıkra) adı altında neşrolandan çok daha güzeldi. Hem Temel'le Dursun'a söyleyin ki madem akrabanız.Arkalarından atıp tutmadım.Atıp tutanlar olduğunu en başta belirterek keskin zekaları ve bundan dolayı kıskanıldıklarını söyledim. Ayrıca sarışın fıkraları da var yakında onları da yayınlayacağım.Onların fıkralara konu olmasının sebebi de nadir bulundukları ve genelde güzel oldukları için değil midir? Teşekkür ediyorum değerli varlığınıza defalarca hem de. (Daha hala gülüyorum:)) Bunu bilgisayarıma kopyalayacağım)
sevgili derya sen foçada duymadın mı temel dursun ve fadime fıkralarını mahkemeye veriyoruz laz kültür ve dayanışma derneği olarak))))) patenti bizlere aitmiş...Kadın kolları başkanı böyle diyor))) bunun altında bir taşlama var ama hadi bakalım kime? sevgiler saygılar
:)) Sevgili şairim.Altında taşlama olan tek şiirim ''Çırak bile değilim'' idi.O nun dışında ki tüm şiirlerim tamamı ile kurgudur.Bu ise herkesçe bilindik bir fıkra. Karadenizli dostlarımıza hayranlığım kendi memleketlilerimden ziyade gelir.Bu insanlardan biri de sizsiniz.Zeka ve beraberinde getirebileceği herşeye sahip bir kişilik tanımaktan ben kendi adıma onur duydum. Şu anda oturduğum evi bile bir karadenizli müteahhitin yaptığını düşününce tüm toplumumuzun içinde en çalışkan ve akıllı breyler olduklarını yadsıyamam.Bu gibi fıkralar kesinlikle biraz kıskançlığın sonucu olup bize tek gösterdiği Karadenizlilerin engin hoşgörüsüdür. Sevgi,selam ve saygılar yüreğimden ..(Sarışın fıkraları da geliyor ne dersiniz vaz mı geçsem?:)))
:)) Sevgili şairim.Altında taşlama olan tek şiirim ''Çırak bile değilim'' idi.O nun dışında ki tüm şiirlerim tamamı ile kurgudur.Bu ise herkesçe bilindik bir fıkra. Karadenizli dostlarımıza hayranlığım kendi memleketlilerimden ziyade gelir.Bu insanlardan biri de sizsiniz.Zeka ve beraberinde getirebileceği herşeye sahip bir kişilik tanımaktan ben kendi adıma onur duydum. Şu anda oturduğum evi bile bir karadenizli müteahhitin yaptığını düşününce tüm toplumumuzun içinde en çalışkan ve akıllı breyler olduklarını yadsıyamam.Bu gibi fıkralar kesinlikle biraz kıskançlığın sonucu olup bize tek gösterdiği Karadenizlilerin engin hoşgörüsüdür. Sevgi,selam ve saygılar yüreğimden ..(Sarışın fıkraları da geliyor ne dersiniz vaz mı geçsem?:)))
Güzel sözlerinizi ,değerli bir iltifat olarak minnetle karşılıyorum. Bir parça tebessüm ettirebildimse ne mutlu bana. Selam ve saygılarım da yüreğimden yüreğinize.
Güzel sözlerinizi ,değerli bir iltifat olarak minnetle karşılıyorum. Bir parça tebessüm ettirebildimse ne mutlu bana. Selam ve saygılarım da yüreğimden yüreğinize.
kimsenin aklina gelmeyen sizin aklinaza gelmis her siirde bir ayri güzelik ve özen var sasmamak elde deyil tebesüm etim var olsun yazan elerinze tebesüm etiren yüreyinize saygilk alkis bence bu güzel siire saygilarimla....
:))))) beni de onların sınıfına dahil et sevgili derya, hem onların mizah anlayışlarını çok seviyorum hem ben de çukuru hastanenin oraya taşırım:)))) Harika bir olay bu, gönlüne emeğine sağlık bayıldım burda:)))) Sevgimle hep.
:)) Gülmeyi güldürmeyi seven insanlar onlar ki bu tarz asılsız fıkralara bile aldırış etmiyorlar.Hayata hep böyle güler yüzle bakılsa keşke. sevgilerim saygımla güzel yürekli güzel dostum.
:)) Gülmeyi güldürmeyi seven insanlar onlar ki bu tarz asılsız fıkralara bile aldırış etmiyorlar.Hayata hep böyle güler yüzle bakılsa keşke. sevgilerim saygımla güzel yürekli güzel dostum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.