Kuru Çınar Dalında İki Güverçin...
kuru çınar altında bir tarih beliriyor
ellerinden adımlara süzülüyor yankılar bu şehir yüreğim kadar mavi yüreğim kadar derin ağrıları var deniz bazen sürül sürül gölgeli esiyor içinden içlenmiş hali bazen kokuyor nemli nemli istanbul kuru çınar dalında iki güverçin kandilli yokuşu tarihe şahit oluyor o yeşillere maviye yüzüme çığlık masalları söylüyor martılar gök yüzünün mavi serin bir yüzü var bu gece sensiz oldugum tüm zamanlara haykırıyor bedenim boğaza dalıp kederli kederli hasret yelleri esiyor masallarda ki martılar yeni bir masal anlatır gibi yeniden bir yabancı beliriyor geçiyor sahilden bu geçen bir yabancı benim asil yüregim di eskiden bu bedenim yabancı oluyor yeniden boğazın masallarına dinlediğim martıların aykırı kadavralarına ufunetli akşama zamana erişiyor bedenim evren asillik padavraları sözlerle yeniden kıybet içinde geçen kasvetli günleri çoktan unuttu insanlık unuttu istanbul o eski manileri ve güzel kokan ıhlamurları tükendikce kaybettiklerimle esiyorum ulaştığım tüm boğazlar eskiydi bir bilsen engin çığlıklara yeniliyordu daha yeni yeni yeni masallar dinlemiştim soyatarı çocuktan karanlığı beklemeden hazırlamıştım kandili bahar gelmeden budamıştım erguvan dallarını seni yeniden hayal etmemiştim neden ! mavi olmalıydı deniz ve gökyüzü istenmeyen tarih o eski istanbulmuydu ! dimitris katsopoulos’un istanbulumuydu yoksa selanik doğumlu anadolulu mustafamı bilmeden sevdim ben enğin maviyi bu renği yeniden hayal edemedim sevdiğim evreni ve ülkeyi o eski istanbuldu beni yüreğimde çembere alan içinde yeşillere renk renk zamana ahenk sunan tüm zamanlara tual ediyorum tüm renkleri ve insalığı istanbulu severek yazıyorum Talihsizliğini. sevgilerle hoşgeldin dimitris katsopoulos itafen yazılmıştır... Ali Baksı |