ŞEYTANA DÖNEBİLİRSİN
Mehtaplı gecenin serin ve yıldızlı havası,
Guruplar halinde gezen bilinçsizler tayfası, Alkolleşmiş ağaçlar dikilmiş asfalt ortasına, Serilmiş robotlar, yeşilim çimenler arasına. Alkolün sessizce akıttığı gözü yaşlı sular, Mahkûm etmiş çimleri gecenin karanlığına. Mahkûmlar umutsuzca tespih tespih dizilmiş, Gözlerinde korku dolu karanlıklar ezilmiş. Sinekler protesto etmişler, yazı ve kışı, Zerrecikler olsun yememişler ki bir aşı, Yüce Rabbe imanla teslim etmişler naaşı, Put edinmemişler önüne geçen her taşı. Zehirli madde ve putperestlik uğruna, Hammadde ve köleleştirme uğruna, Sömürülmedik hiçbir ülke kalmamış, Mahkûmların çileleri henüz dolmamış. Boş durur mu? Beyaz kadın tüccarları, Dolaşmışlar tek tek müşrik küffarları, Bulup pazarlamak için sahipsiz kızları, Ağlara düşürmek için ümitsiz yağızları. Karanlık dünyanın tatlı rüyasına girmişler, Gençliğin geleceğini hep ateşe vermişler, Ballandıra ballandıra batılı anlatmışlar, Yaşamak isteyen serap yüklü gençlere, Ahlaksızlığın kontratını imzalatmışlar… Kadınlar, erkeklerin beliğinden asılmışlar, Şeytanî yanlışlarını düzeltmeye çalışmışlar. Genç kızlar, şöhret için evden kaçmışlar, Düzenbazları doyasıya eğlendirmek için Ailenin maneviyatını yerlere saçmışlar… Erkek boş durur mu? Nataşa avına çıkmış, Yürekten seven eşini evde yalnız bırakmış. Avrupa’nın yaşam tarzı ilke edinilmiş, Hayâsız erkekler erkeklerle evlendirilmiş, Eş cinsellik toplumda diz boyu olmuş, Çarşılar, sokaklar, kaldırımlar dolmuş, Alenen yapılan fahişelik serbest olmuş, Haktan uzak kalanlar Allah’ından bulmuş. Müslümanlardan kâfirlere benzeyenler, Benliğini unutup küfrün ruhunda ezilenler, Kunta Kinteleri taşıyan vagonlara dolmuş, Ebeveynler çocuklarını tanıyamaz olmuş, Her ailenin acı günü bin güne bedel olmuş, Körpe açan çiçekler daha baharında solmuş. Kıyametin alametleri ok gibi fırlar gözüne, Aklı olmayan cühela anlayıp dönmez özüne. Ölümün ibret tarlası olmasını istemeyenler, Kabrin dehşet yüklü azabını işitemeyenler, Çıkarları uğruna, fitne ektiler asil özlerine, Kul köle oldular düşmanın zehirli sözlerine. Başkalarının sefil, aç, açıkta kalması mı? Kime ne? Sen, aç karnını doyur tamam mı? Ölen ölsün, kalan sağlar sana yetmez mi? Aşağılık maymunun ciğeri beş para etmez mi? Unutma! Bu dünyada hep güçlü olanlar yaşar, Tağutun zehirli yılanları senin boynunu aşar. İnsanca ve hakça yaşamak isteyenler mi? Onların nefes almaları çok görülmez mi? İslam’ı sömürü dini haline getirenler, Allah’ın emrine şeytanca direnenler, Bu dünyada faizsiz olur mu diyenler, Tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenler, İçki, zina ve her türlü ahlaksızlığı, Çağdaş olmanın şartı gibi bilenler, Kendilerini dev aynada buldular, Aynanın çukurunda ise yok oldular. Küfrü, zulmü, şirki, batılı savunanlar, Hep gericilik ve yobazlıkla avunanlar, İlericiyim deyip de dini yok sayanlar, Geriye doğru hep şeytana dayandılar, Haktan uzak küfrün boyasına boyandılar. Maymundan türeyen ateistler yok oldular, Ebu Cehil’in dipsiz şirk çukuruna doldular. İnsanın fıtratındaki inancı asla yıkamadılar, Hakkın parladığı Turu Sina’ya bakamadılar, Gerçekle yüzleşmenin ezikliği içinde oldular, Kendilerini şeytanın batıl heybesinde buldular. Ne kadar ateizm batağına saplanmışlarsa, Aynanın karşısında bakamadılar kendilerine, Kıyamet günü hesap veremediler efendilerine. Kendilerini kadın sanıp cinsiyet değiştirenler, Yaratanı unutup nefsini sapıklıkta yetiştirenler, Ruh dünyalarında hep erkek olarak kaldılar, Bedenlerini şeytanın sapkın yoluna saldılar. Allah’ın vermiş olduğu emanete ihanetin cezası, Cahili kuşatır cehalet halkasının bitmeyen ezası. Müslümanım deyip dini anlatanların bir kısmı, Yaşamaz oldu heva ve hevesine uyarak İslam’ı, Cahiller ordusuna katıldı, hurafeyi din sayarak, Ebû Leheb’in yolundan gitti putları ilah tanıyarak, Oysa kör Şeytan daha âlimdi, her şeyi bilirdi, Gururunu ilah edinip Rabbine hep karşı gelirdi. Yüce Allah’a teslim olanlardanım diyenler, Kur’an ve Sünneti daima rehber edinenler, İşte meydan, işte din; anlat, yaşa doya doya, Ruhunu ilahi emrin adaletine teslim et boya. Peygamberler teslim oldular Rabbine, Demir dişlilerin arasında ezilseler bile, Ölmekten ve yaşamaktan korkmadılar, Sinsi Kâfiri İslam beldesine sokmadılar. Ebedî hayatı ve Rahmanı hatırlayarak, İbrahim gibi yüce Rabbini arayarak, Gel kardeşim! Sen de katıl bu kervana, Uy! Kur’an ve Sünnet yüklü fermana. Hakka katılmak için sakın geç kalma! Sen, dünyanın şeytani denizine dalma! Geç kalırsan eğer bu ilahi kervana, Biletini almadan anında ölebilirsin, İmansız giden şeytana dönebilirsin… 14.06.1994 İstanbul |
Bu kervana gel, sen de katıl,
Katılmak için sakın geç kalma,
Geç kalırsan eğer;
Biletini almadan ölebilirsin
Kalabalılık gişelerde…
ÖLMEK İÇİN İNSAN BİLETİNİ KENDİ ALMIYOR SANIRIM,
O BİLET DOĞARKEN ALINMIŞ
TEBRİKLER ŞİİR İÇİN