GARİBİMEllerinden balonu alınan küçük bir çocuğun Ağlamalarında gürleyen göğün sesi kesilir Üzüm pekmezine bandığın ekmeğin Yere düşen kırıntılarında iç çeken açlığın sesi kesilir Sokak lambaları bak yine sana söndü ey sefalet Titreyen ıçkırıklarında kırılır aydınlığı Bu gece yine buz kesen ayazın alnındasın Sıkıp durma ne olur dişlerini Eskisi kadar sağlam değiller Neredeyse düştü düşecek Yağmurun biriktirdiklerine. Bir yolunu bulda diktir demiştim san’a Bak yine çarıklarından fırlamış parmakların Lakin ayazda yese uzar senin tırnağın Fesat değilsin be garibim Keşke satsaydın bu gün baba yadigârı saati, Satsaydın da iki dilim ekmeğin arasına girseydin keşke Üşümeseydin Ve umutsuzda olsa yarınların Sabah’ı bekleyen gözlerinin içi geçerdi uykuya Darılır küserde ardını dönerdin karanlığa. Uyurdun Hiç kimse seninle bir şeyini paylaşmasa da Sen herkesle her şeyini paylaş garibim Yarımın bütünden büyük olduğunu Veren elin alan elden üstün olduğunu düşün ve paylaş Garibin mahrumiyetindeki asaleti göremeyenler Ecrinin son deminde ki sefaleti de göremezler Uçuk |
Ecrinin son deminde ki sefaleti de göremezler ....
Canım bu sözler harika. Bir film izler gibi..
Tebrik ediyorum güzel dizelerin için seni