Bir Serap İstanbul
Ben seni hiç görmedim;
Kaç kez göz bebeklerinden geçtim, Boğazının en güzel yerinde, Derin derin nefeslendim. Sayısız gölge verdin, Yağmur oldun, Damla damla yüreğime işledin. Ama ben Seni hiç görmedim. Galata, O ihtişamlı ağır başıyla Selam verir ya Haliçe, Boğaza. Saçlarının ıslandığı kıyıda Bekledim; Boğazın sularına şavkın vurur diye Seyretim sularını saatlerce Sen bakmadın, Ben görmedim Bekledim kaç sene. Kaç zaman oldu, Kapıldığım insan selinde aradım. Her yüzde bir başka İstanbul vardı ya Lakin hiçbiri sen değildi. İstanbul kaç suretin var? Maskeli yüzlerinde, Gizlenen yaşamların hangisi sensin? Hangisi sana benzer, Bir söyle. İstanbul senin kadar güzel Şehir nerde. İstanbul ihtişamıyla, Kalkıp gelecek gibi, Titrer yüreğim, her an. Bak yüreğini; Hissediyorum, Geliyor Mehter adımlarıyla. Koskoca payitaht olan sen, Sarayburnundan uzanmışsın denize Sanki, yüzünü boğazın serinliğinde yıkıyor, Dönüp bakacaksın; İstanbul benim diyerek, Ellerimden tutup yürüyeceğiz Ve bir serap olup, Kaybolacağız sokaklarında İstanbul olacağım seninle. (Ocak 2010) |
Ben seni hiç görmedim;
Kaç kez göz bebeklerinden geçtim,
Boğazının en güzel yerinde,
Derin derin nefeslendim.
Sayısız gölge verdin,
Yağmur oldun,
Damla damla yüreğime işledin.
Ama ben
Seni hiç görmedim.
ist kadar anlamlı serap misali yansimiş dizeleriniz kaleminizden sayfanıza kutlarım....