Bitmiyor Gidene SitemlerinHiçbir anlamı yok yüreğimde artık ne gelen yılın ne de gidenin Kucak açıyordum ben dün gelen bir yıla tüm umudumla. Hâlâ yüreğindeki anıların kırıntılarındaki sevgilere Büyük özlemlerle bakan bir yüreğin gücü, İnan ezip yok ediyor içimdeki ışığı… Söyle, nasıl tutunayım ki sana, Söyle sen unutmamışken Onun yüreğindeki izini Nasıl seversin ki beni? Yok… Bu yılı da sevmiyorum! Bugün her günkü kadar derin Ve ben yoruldum bu anlamsızlıktan… Ölü olmak var biliyor musun arkadaşım Ya da öylece yaşamak var balyasız ot gibi… Ben mi farklıyım ki senden, ondan, bundan ve şundan? Sadece ben mi öldüğüm yüreğe dönüp asla bakmıyorum? Sadece ben mi öldürdüğüm yüreği yeniden hiç sulamıyorum? Boş… İnan şu renkli vazodaki plastik çiçekler gibi yaşamak gerek … Koklanmadan, gülmeden, üzülmeden eğilip bükülerek Dilsizliğine sığınıp oynamayın benle, diyemeden Susmalı öyle ve dinlemeli olan biteni gururla… Vakit değişme vaktidir kardeşim, değişme. Dökmek yüreğe dair cümle olup biteni, Derin bir nefes alıp dökmek gerek … Kendim bile şaşırmalıyım bana Unutmalıyım yüreğimin pasını Yıkamalıyım bilcümle ezayı Ayna olmalıyım sır-sız Şeffaf bir sırça köşk Ve bir ses belki Selâda… Unutma ki sen yâr Anıların dehlizi karanlık, Alır da boğar ürkek yürekleri. Özüne sarmalar hep titrek umutları Ve gene unutma ki yâr sevgim çok büyük Hadi gel vazgeç sitemlerden, hadi gel bırak anıları Bir ömür el uzatıyor bak yeşil dallarla ve bahar çiçekleriyle Hadi gel, tut ellerimi ve dönme artık arkana, tüket geçmişi... Yaşayacaklarımızla eritelim cümle acıları ruhumuzun sancılarında Ve ömrü ömür yapan her ne varsa birlikte ekelim gönül bahçemize, olmaz mı? 1.1.2010 Serap Hoca |