KELEBEĞİM...
KELEBEĞİM…
Matemlere yelken açtım bu akşam, Duygusallaştı yine biçare yüreğim… Bazen hırçınlaşıyor bir okyanus gibi Bazen de; suskunlaşıyor idamlık mahkûm misali… Susuyorum, susmasına da, Suskunluğum, hep senin yüzünden bir tanem… Yüreğime kalsa hemen söyleyiverecek hissettiklerini, O zaman, o zaman da ne fark eder ki? Ha ben ölmüşüm sensizlikten, Ha sen uçmuşsun avuçlarımdan Bir güvercin misali, gökyüzüne… Sonuçta; Yine kaybeden, ben olacak değil miyim? Hani, hani bir kelebek yakalarsın Alırsın avuçlarının içine. “Öldü mü diye” bakmak istersin, Avucunu açsan, uçup kaçacak, Açmasan, ezilip çoktan ölecek kelebeğin, İşte, işte benim sevdam da böyle bir şey… Seni ne kadar çok sevdiğimi söylesem, Sen uçacaksın avuçlarımdan, Söylemesem, ben çoktan öleceğim sensizlikten… Bunu sana anlatmak istesem de; Hiçbir zaman, ANLATAMAM Kİ ZATEN... SAVCI |