27
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3296
Okunma

’’Açık gitmiş o yemyeşil gözlerin
Ecele bile tebessüm etmişsin... ’’
28-Mart-1999
O dillere destan sevdamızdan şimdi
Kitaplara sığmayan bunca anılar kaldı.
Nemi kurumayan gözlerim de hayalin
Yüreğimde solmayan zehir yeşili acın bir de.
Ne vardı böyle gidecek erkenden,
Nerden esti de çekip gittin anlamıyorum?
Ne bir evimiz oldu
Penceresinde seni beklediğim.
Ne de bir çocuğumuz tıpkı sana benzeyen.
Kucaklayıp saramadık sevdamızı gönlümüzce.
Kuramadık dumanı tüten o yuvayı.
Yeşeren dalımız kurudu, çiçeklerimiz soldu.
Yüzümüze gülmedi şu kader,
Talihimiz de dönmedi biliyorsun.
Hangi günahımızdı diyorum hep
Neyin bedeliydi ödediğimiz,
El değmemiş bir sevdanın suçu neydi?
Allahın gücüne gitmesin ama
Yandıkça yanıyorum.
Ne vardı böyle gidecek erkenden,
Nerden esti de çekip gittin anlamıyorum?
Ne günüm gün,
Ne de gecem gece dünyada,
Sana kavuşmak da mahşer gününe kaldı.
Artık sevilmeyi bile beceremiyorum,
Sevmeyi desen hiç…
Kim sevecek ki senin sevdiğin gibi?
Tutuşuyor yüreği dokunmadan yüreğime
Kül oluyor elleri daha uzanmadan
Biliyor musun?
Ne vardı böyle gidecek erkenden,
Nerden esti de çekip gittin anlamıyorum?
Bilsem ki sana kavuşacağımı inan yeminle
Şu an yanına gelmez miyim sanıyorsun?
Dağlar gibiydi sevdamız, özlemimiz dağ gibi
Bir kuru ağaç gibi say ki, ömrümü törpülüyorum
Kalan bir ömrü ardımca boşuna sürüklüyorum.
Böyle de yaşayıp gidiyorum şimdilik buralarda.
Yeter ki sen,
Yeter ki sen BALABAN
Huzur içinde uyu…
Hülya Lila BOZKURT
24/Aralık
5.0
100% (14)