ÖLÜMÜN ERLERİ
Yürekleri kanatan bir hikâyedir Sarıkamış…90 bin askerin acı hikâyesidir… Zamansız bir seferde yok olan bir neslin hikâyesidir… Bedenleri donduğu için, karınlardan kendilerini parçalayan kurtlara, donmayan tek yerleri olan gözleri ile bakabilenlerin hikâyesidir bu… Öldüğüne ancak gözleri ile şükreden kahramanların hikâyesidir bu…
Sarıkamış derler adına tarihte Askerlerin donarak öldüğü bu yere Bir harita mı yoksa bir bedel mi? Türk bayrağındaki kırmızı yere 1914 yılında çıktılar vatan için yola Rusları kovalarken geldiler Sarıkamış’a Ne bir parka, bir bot, ne de bir komutan Kendilerini teslim ettiler beyaz acıya Bir mermi yakmadan düştüler toprağa Tüfekleri, kurşunları ve bayrakları boyunda Hatunun koynuna uzanır gibi yattılar kar’a Dillerinde şahadet, üstlerinde yoktu urba Yıllarca saklandı onların bu öyküsü Uzaktan çalı çırpı sandı onları köylü Güneş durdurdu bu sessiz çığlığı Bir dağın sırtında yattı binlerce ölü Sivaslı, Diyarbakırlı, Samsunlu Her biri babayiğit, birer soylu Donsa da elleri ayakları ve vücudu Öldüğüne şükretti ölümün erleri Sonunu düşünmeyen kahraman olur ! Zamansız seferlerin sonu bozgun olur Herkes yaşamak için derbeder olur Öldüğüne şükretti ölümün erleri Ne yapsalar fayda etmedi dondu bedenleri Bir tek gözleri, gözleriydi canlı yeri Kurtlar parçalarken ince elbiselerini Öldüğüne şükretti ölümün erleri Öldüğüne şükretti ölümün erleri… |
Selam ve Sevgiler..