Gurbet Denen YolculukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Gurbet Kuşları´na
Ne acıklı türküler, şiirler dinledik gurbet yolcularından
yaralı kalplerin ağıtlarını sinemizde sakladık. Gözyaşları sel, her veda bir ölüm fermanı acımızı ellerimizle bastırdık. Bizler, ekmek derdinde vatanından ayrılan dostunu sevdiğini yaslı bırakan farklı memleketlerden dar ağaçlarına asılan insan suretleriydik. Mutluluktu aslında zamandan çalınan farkına varmadan. Ve vakit bir kum saatinin ağırlığında akarken memleket kokulu hasret rüzgârlarıydı gözlerimize tozunu kaçıran. Her ayrılışın farklı bir kimliği ve hüzünlü hikâyesi vardı, acısını yüreğinde barındıran. Yeniden buluşmaların heyecanı bir martının kanadındaydı, hangi vakit avuçlarımıza konacağı belli olmayan. Oysa, kavuşmalar da mutluluk getirmezdi çoktan unutulmuştu giderken el sallayan. Geride kalanlar anne, baba, evlât, bazen yarendi.. Gurbet denilen zehir, özlediklerinin yaşlandığına şahitlik edememekti. Yıllar yarim dediğin insanın saçındaki aklarla ve yüzündeki çizgilerle dans ederken bazen gelip bulamamanın, yahut dönememenin yani ölümün ta kendisiydi gurbet. Bir simit, ya da demli bir çayın kendi toprağının kokusunu içine sindirerek çekememektir. Gurbet denen yolculuk Ezan seslerine hasret, sessizce iç çekiştir.... Düzenlemede yardımlarını esirgemeyen Sayın Rapunzel´e teşekkürlerimle.... |
ara ara terkettiler bırakıpta yoldaşları gözler yaşlı terkettiler ağlayan gurbet kuşları
Gurbet 12 senemi çaldı
Dilimde o bilinen şarkıyla yaşadım içinde
gurbet okadar acıki ne varsa içinde herşey bana yabancı hepsi başka biçimde
ben gurbette değilim gurbet benim içimde
mısralara diyecek bir sözümyok ses aldı götürdü benmi geceyi seçiyorum efkar için gecemi beni içine çekiyor yıkılası dertler için