DOLUNAY ZAMANI SENDROMLARIkifayetsiz... sokak arası karşıma çıkan kediler gibi... yılışık bakınca gözlerime... bugünün bir şansı yokmuş gördüm dünden sonra... iki tek atar rahatlarım sandım... sonra mı? direnemedim işte... bedeli ağır olan şeyleri yaşamaktan kaçmak! hileli bir zar atmak geceye... içindeki o gül ağacını sunmak ona... toprağı havalandırmak gibi mi sanırsın tek gecenin sunumunu! ben yine bugün yazarım... kaderin yazgısından uzakta yazarım... yazgının sarmalında oturup sonra geceye sallanıp, içimdekini akıtırım... Gideceksem ben açmayacağım o kapıyı artık... kararsız...kifayetsiz...ve ölü toprak gibiyim şimdi... sanırım sattığını sandığın hayallerin son kullanma tarihi diye birşeyi varmış öyle duydum satılık hayalleri kullanma kılavuzu ve garantisi geçmiş aşklar iadesini iyi bilen birinden... çok güzel bir ayakkabının içine dar gelen bir ayak gibi canı acıyan biriyim şu an... ama çok güzel değil mi ayakkabılar? Küflenmiş hayallerden kurtulmak adına bunları giydiğime göre ne yaşayacağımı biliyorum... şu an peggy lee kurtarır sadece beni... belli oldu bu gecenin de yazgısı... bir kezzap şişesi ile burun buruna gelince içindekinin üzüm suyu olma ihtimalini düşünmek kadar düşünmemek isterse beyin efendi buna kim ikna edebilir ki seni! ben bildiğimi yer içer sıçar sonra da kumkumaların en idealini oynarsam buna sakat durum analizi mi dersin sen? cebimden çıkarttığım ve cebimi yakmayan mum alevinin sihrime katkısı olursa şayet aydınlattığı yer kadarım.. mrs dalloway gibiyim... |
Sevgi ve saygılarmıla