Solu-ğumu gözlerine tüketiyorum
İçimin yankısını duy diye
Akustik bir piyanoya sol basıyorum Damarlarına şırıngalıyorum sözlerimi Öksüz yüzü taşıyan bir bulut ıslanıyor kucağımda Başlamadan bitirelim diyorsun Dilinin neşteri çarpıyor yüzüme Kül basmayı öneriyorsun Ah dilin kemiği olsa diyorum Bir giyotin geçiyor aramızdan Saçları topuklarına kadar uzun Saçlarından tutup ’Al işte!’ diyorum Şiirimin başını kesiyorum senin için Çünkü ancak aşk ayıra bilir bizi Kendimi yüksek duvarlı bir avluda buluyorum sonra Sırtlanmış ahşabı birine benzetiyorum İspanyol şarkıları geçiyor kulaklarımda/uygun adım Tamam,işte buldum ! Yalnızlığına yaslanmış adam/benim babam ! Gitar perdelerinin arasında elleri Sekiz kaburgam arasında çirpınan kalbim gibi/kuş telaşıyla... ’Aranjuez,aranjuez,aranjuez...’ Hayır bu babamın yarım kalmış bir şiiri anne Akustik piyanoya asıyorum sol kulağımı Her tuşta en az on yankı... ’Gitme, Kör bir jilet geçiyor içimden Sen giderken...’ Yüzümü göğsüne gömüyorum Tütsü kokuyor memelerin Ve ben anlıyorum Sen illede gitmenin taraftarısın Ben ’gitme’nin Kristal Mısralar biliyorum gözlerine Yedi katli kornean için Anlamak için çok geç diyorsun Son bir kez tutuyorsun aşkın ellerinden Bir siren sesi ayırıyor sizi Gözlerinden bir kedi geçiyor/kara Koşup peşinden gidiyorsun Kirpiklerin sandal batıyor gözlerine Dibe dalışına(ı) seyiirediyorsun- Ve gözlerini kapanmış gökyüzüne asıyorum ben Muhammed Göçmen 28.11.2009 |