GÜL DE SENİ ARARIMGeceyi yırtan şafak, yol gösterir güneşe Aydınlanan ilk yerde, Nil’de seni ararım Yaratılış sırrıdır, gönlümde ki bu neşe Mevlâ için “hu” diyen, dilde seni ararım Gözüm gönlüm karardı, bitmez oldu çileler Yalan dünya yalanda, zehir katmış hileler Cemalindir son arzum, bunu böyle bileler Gözlerimi kör eden, milde seni ararım Yılmadım, yıkamadı, ne tufan ne fırtına Gam yükünü yükledi, sen çek diye sırtıma Lime oldu libasım, yama tutmaz pırtıma Çölden kumu savuran, yelde seni ararım Gök gürlese seslenir, şimşek çaksa yakardın Gökkuşağı taç deyip, saçlarına takardın Gönül denen deryadan, çağlayarak akardın Bentler yıkan vicdansız, selde seni ararım Damla damla ıslatan, semadaki rahmette Terle tozu karacak, hasattaki zahmette İki cihan Selver i, Habibullah Ahmet’te Sabra rehber yaptığım, zülde seni ararım Bağrımdaki sevdanın, ateşiyle yanarım Yar yanımda yok ise, buz kesilir donarım Kovuğunda garipler barındıran çınarım Kora dönmüş ateşim, külde seni ararım Tıkır der ki sevgimi, böyle farklı yaşarken Bağban oldum dermeye, yalçın dağlar aşarken Bir bülbülün nârında, mecnun olup koşarken Kızıl kordan renk alan , gülde seni ararım Mevlâ için “hu” diyen, dilde seni ararım Leyla için “su” diyen, çölde seni ararım 19 /12 /2009 Soma |
Okuması ve dinlemesi hoş
Bilmem başka neemeli.Kalemin keskin yüreğin kavi olsun.
Saygılar üstadım.