Aloğlan
Aloğlan , der ki güle
Bir diken olam şu güzel yaprak evinde Gül, der ki Aloğlan’a Bir heybe olam Aloğlan elinde Yolcu görür Aloğlanı der ki De ki bana bir güzel laf, Aloğlan Eyleyim seni saraylara sahap Aloğlan gülümser yolcuya Be hey yolcu , sen ki saraylar gezmişsin Yüce divanlara ermişsin Bir lafa saray feda edersin de Sarayında ne diye demlenmezsin Yolcu şaşırır utanır... Bir güzel laf istemiştim Şimdi bir acı lafla giderim Sarayı neyleyim , Güzeli neyleyim Lafı yemişsem zehir niyetine Balı ne eyleyim... Aloğlan üzülür yolcuya Sen bakma bana yollarda yoksul durduğuma Gün güneşimle başlarım kahvaltıya Öğlen güneşimle uzanırım mevlaya Bir de akşam güneşi vardır ki cihan da Oturur ağlarım hemi kurda , hemi insanoğluna Var git sarayına da seyreyle pencerenden Ahı kalmış mıdır güneşin sana Dua et yaradanına Karanlıkta yıldızsız koymasın seni Karnını doyursun Üstünü örtsün Bu dünya evi kalmaz nasılsa, ne sana ne de bana Güle güle gidesin, sakın ağlama Bir gül görürsen dikenli Onu da ağlatma Güllerdir bülbülleri söyleten Tatlı dillerdir yılanları iyileştiren Aloğlan der ki Ne sen üstünsün benden Ne de heybem üstündür bir gül’den... Nurcan TALAY |
Yüreğinize sağlık.
Saygılarımla.