buluşmalararsız isteklerde yıkanıyor ruhumuz…… dünya karanlığı çalarken gözlerimizdeki seytani sülüetler….. ey insan mahur ölümler taşıyoruz sırtlarımızda……toprak kendi mezarımıza kendi günahlarımızı arabesk düğünlerle gömüyoruz…… anam gönül zindanımızda yapıyoruz toprak reformunu,ekemiyoruz sevgiye tohumları…….babam ve kapatıyoruz tikenli tellerle sınırlarımızı ebruli firarlara…….sevgili altını mayınla döşüyoruz ılgıt ılgıt akan düş güncesi sabahların…..ey aşk portmantolu dev zindanlara gebe ayrılıklar yaşıyoruz……. gece aynalara akbaba kılığında bakan ruj izleriyle karalıyoruz……kadın iki bacak arası namusu kınalı ellere yüklüyoruz…….töre ekmeği aç karnına gönderen yalnız yüreklere kelepçeler vuruyoruz……hakim bey kendi gölgesinde dünya kuran zihniyet zürüyetime sövüyor……. adalet ve bir çocuk dünyaya umut getiriyor…….. sebeb-i hikmet kumdan kalelerle örüyoruz sevdalarımızı…….. ey maşuk boğazına kalp şeklinde düğümlerle idam ediyoruz sevdamızı…….. ey yunus şerefi cuvallara testereyle doldurup çöpe atıyoruz……… ya ömer gözümüzü çöplüklere daldırmışız doymaz midemiz……… ya nene hatun ertelemişiz sevgiye açılan gönül limanlarındaki buluşmalarımızı………… ya efendim salma bizleri derin girdaplara, boğma buzullarımızı yalnızlık denizinde, sebebini niyaz eyleyin ……… ey dostlar selçuk bozdağ(izbe zamanlı, şiir demeti sevdalar çekmecesinden) gaziantep 2009 |