İnandık
Demirden parmaklıklar, kurulmamış olsa da
Mahpusluk değil midir, dört duvarlı bir sandık Yazılan kelimeler, yalanlarla dolsa da Dilden dökülenlere, gerçek diye inandık Kahverengi gecede, mavi gördük semayı Ay ile yıldızların, kardeşliği zor sandık Rüzgârın esişinde, dalga çizdi temayı Yol almayıp gemiler, durur diye inandık Bakmadan havalandık, kırık kanadımıza Dost görünen yüzleri, yürekte ki yar sandık Geçtik çorak yolları, binip de atımıza Bizi bekleyen sona, hare diye inandık Gözlerimiz kör oldu, aşk oduna yanarken Gülün dikenlerini, sevenlere kar sandık Sessiz olan çığlıkta, yüreğimiz kanarken Gözden yağan yağmurlar, korur diye inandık Utanan erguvanlar, kan kırmızı açarken Çiçeğine bakarak, dalda duran kâr sandık Ağır gelmiş ihanet, kendisinden kaçarken Utanç değil umudu, görür diye inandık Uykudayız hepimiz, Cumhuriyet giderken İlkeler ve devrimler, bizi kurtarır sandık Kesildi horoz başı, vakitlice öterken Lâik olan yaşamlar, sarar diye inandık Anlamadık hiçbir şey, siyasetin dilinden Peşinden gider iken, dönüp de bakar sandık Sürünürüz yerlerde, kimse tutmaz elinden Çıkartılan yasalar, korur diye inandık Türkan DİNÇER 01:15 Siyasetin içine, dini karıştırırken Yaradan’a inanan, hırsızlık yapmaz sandık |
Yüreğine saglık
Çok güzel ve çok anlamlı mısralar
ÇOk saygılar