ZAMANIN SANDIĞI
ZAMANIN SANDIĞI
Zaman ince ince sızlayarak Derinlerimden akan bir ırmak… Bir yanda geçmiş fotoğraflar; Keşkeler, olsaydılar, suçlamalar, suçu başkasına atmalar… Yatıyorum keşke , Kalkıyorum keşke… Ne zaman başımı çevirsem Bugüne , Buğudan bir şey göremem.. Silik anılar canlanır bugünün aynasında Birden parlayıp kapatır bugünü. Gözüm görmez o an Ne bugünü ne yarını ne … Aynaya düşen kimi zaman Süleymaniye bahçesinden bir damla gözyaşı, Kimi zaman bir Beyazıt kalabalığı, Bazen Saray burnunda bir bardak çayın buğusu Dalgaların kıyıya tokat gibi gelişleri Ve tokatları yakından hissedişim… Hepsini öpüp koklayıp kaldırmak istiyorum Naftalin kokulu sandığıma Arada okşayarak çıkartıp bakmak için… Ama onlar inadına üstüme gelerek Tadında bırakmayı reddediyorlar. Her birine dokunuyorum sevgiyle Sesleniyorum Ey sevgili tecrübelerim Alın yerlerinizi, zira kalkıyor geçmiş treni… Artık tam ortasındayım yolun Ne gerisinde maceranın Ne de ilerisinde Tam ortada nerede durmak lazımsa İşte tam orada! Sevgiyle kucakladım sandığımı Elimi şöyle alnıma koyup Gülümseyerek bakıyorum yarına Bir yandan da sağlamca basıyorum Hayatın tam ortasına… |