Sus...
- Sus ki sustuğum için sustuğunu sansınlar
Sus ki sustuğun için sükuttan utansınlar - Ne diye çıkıp geldin gecenin ötesinden Hangi rüzgâr bıraktı kokunu ellerime? Ne diye kopup geldin hüsranın nefesinden Hangi aşk sürgün etti seni hayallerime? Hangi hülyanın hayrı sürdü seni yâdıma Hangi eyvah süpürür yorgun pişmanlığını? Hangi Mecnun el verir kimsesiz feryadıma Hangi Leyla yok sayar aşka düşmanlığını? Sorsam başka bir yalan cevap verecek yine Sussam kızacak bana sensiz kaldığım her an. Kızsam küsecek belki sevdam kendi kendine Küssem kırgınlığımı teslim alacak isyan. Hem anlatacak ne var bunca sözün ardından “Bitti” dedin, yolculuk boynumun borcu artık Hangi bahar yâr olur bunca güzün ardından Başka aşka sarılmak koynumun borcu artık. Sahi, hiç kimse sana aşkı öğretmedi mi Hiç mi duymadın sahi can veren âşıkları? Sahi, bir aşkın nuru ömrüne yetmedi mi Karartılmış bir kentin sönerken ışıkları? Sahi, hangi yalanın tövbesiyle avundun Nasıl sevdin aşkın hiç boyun eğmeyişini? Sahi, bugüne kadar hangi yüzle savundun Ellerine başka bir elin değmeyişini? Sakın anlatma bana, yakışanı gitmektir Simsiyah yalanları sıralamak yerine. Sakın anlatma bana ötesi terk etmektir İhanet denen hançer inerken en derine. Çünkü ben işlediğim her suçu aşk bilerek Sıratın kıyısında yürüyorum yıllardır. Çünkü ben bir hayalin ufkunda eksilerek Gözümü hiç kırpmadan çürüyorum yıllardır. Çünkü ben karanlığı yâr bilip bedenime Gördüğüm rüyaların gölgesinde uyudum. Çünkü ben bir ah daha ekleyip nedenime Dudaklarımla aşkı yokladım yudum yudum. Çünkü her gidiş hançer, her terk ediş kın olsa Bıraktığı tek yara battığı yer kadardı. Çünkü sevda çok uzak, uzak çok yakın olsa Yürek dediğin, aşkla attığı yer kadardı. Oysa sen utanmadan “ben” oldun “biz”den önce Bense bir Ferhat gibi dağları deliyorum. Oysa sen yalanları işleyip ince ince Çölleri suluyorsun, sus artık; biliyorum. Sus artık, hiç konuşma; bırak açılsın yaram Attığın her adımla ağlasın yalnızlığım. Sus artık; boş ver aşkı; bırak açılsın aram Başka bir ayrılığı sağlasın yalnızlığım. Sus ki sessizliğinin sesini dinlesin ay Sus ki gökkuşağının intiharı izlensin. Sus ki sükût ettiğin anla serinlesin ay Sus ki kirpiklerimin efkârı temizlensin. Sus ki ağlamak için hüsrana sarılmasın Sus ki bari bu sefer gamla anılmasın aşk. Sus ki şiir umuda, gün ufka darılmasın Sus ki bir kere olsun günah sanılmasın aşk. Sus ki yitik bir aşkın ağıdını duyayım Sus ki terk edip gitsin bakışını gözlerim. Sus ki bir karanlığın bağrında uyuyayım Sus ki sessiz sedasız hüzne dönsün sözlerim. Bil ki ben bir rüzgâra fısıldayıp ahımı Varlığınla kirlenmiş anı terk ediyorum. Bil ki ben başka aşka devredip günahımı Gölgemin peşi sıra sessizce gidiyorum. Şimdi ben yelkovanın saniyeleri yakıp Sabaha yürüdüğü zamana düşüyorum. Şimdi ben saatlerin takvime gün bırakıp Can verdiği yerdeyim, sus artık; üşüyorum. 30.11.2009 Beylikdüzü |