SAHNE
Yazmalıyım!
Hala ıslah evleri varsa memleketimin Ve yol kenarlarında iffetini satanlar benim kadınlarım ise Başlamalıyım bir ucundan… Gözlerimi açtım bugün, ülkemi gezdim. Memleket kokusu hoştu, velakin Görmekten bezdim… Ve sahne! Ülkemin geleceği; Eli yüzü bali kokusu, Polis korkusu, Sonra şubat soğuğu… Kendini arıyordu altında bir köprünün. Kadınlar; Kan revan tezgahındaydılar hayatın Değersiz satılıyordu iffet Zamana gergef… Ecdat utanıyordu yol kenarlarında. Emekçim; Ayaz vurmuş yüzüyle ilerlerken evine Sus payı üç aylığını Karın tokluğunu… Kaptırıyordu selamsız bir sokakta. Gençliğim; Kollarında düğümler sezdim Karıncalanmış beyinleriyle Yeni eğlenceler keşfetmekti sanat. İlmi kitap aralarına saklamış tepinmekte idiler. İt barınmaz barlarda… Daha nice çağa rehin resimler… Hal böyle iken Deri koltuklarda, ensesi kalın, elinde puro Umarsız yüzler geldi gözlerimin önüne. Kulakları tıkalı ve elleriyle yüzlerini kapamışlardı. Ne onlar beni duydu, ne ben onları tanıdı… Madde önünde rükuda duran Alnı secde görmemiş bedenler Satıp savmışlardı eldeki tüm merhameti Ekmek kavgasında nasırlı ellerin kaybetmediği haysiyeti… Kumar masalarında bırakmıştı vatanımın sözde sözcüleri! Açlığın sağı solu yok iken, Bu sahnedekiler neyin nesidir? Şimdi yıksam ben bu düzeni… Caiz midir?... (Biz çağa uymak için bu hale geldik de Çağı bize uydurmak ya aklımıza yada işimize gelmedi…) Ayşe Elif OKUR |
Bu sahnedekiler neyin nesidir?
Şimdi yıksam ben bu düzeni…
Caiz midir?...
Okurken insani üzen ama bir o kadar da sarsan bir şiir.....
Ne güzel anlatmışsınız.....Kaleminize sağlık.