DAMLA
Gece fırlatıp atarken bedenimi
sebebini bilmediğim ağrılar karşılar yüzümü orduları tarumar edilmiş bir yabanıl ülkeden gelir kral aslında balıkçıdır körfezlerde kendini rahatlatmış kaygan zeminninde hayatın çünkü hayat bir bakıma seni yazıklarla donatıyorsa heryandan bu can havliyle katıldığın yarıştır Tanımaz seni bölük pörçük olan anılar katılırsın yeniden yaşamı ve içindekilerini solumaya yeni bir kapı ardından ardına kadar açık gitmelerin sonu nereye varacak diye düşünürken her saat başı seni kontrol eden düşüncelerin Saplanır böğrüne tüm okları kumsalın orda dinlenmek yoktur sadece kumların ne kadar serin olduğunu söylerssin kendine uzun ve ritmik kayboluş gelir yanına tanışmak istersin tüm bu yeni heyecanla Bahara ertelenir en karma saatlerin yararsızlığı artık çözülmez renk armonisi duyumsar damla damla Acı seni anlatır yok diye ne kadarda çekip gitmiştin ağaçları bile sana çok o durağan cisimsizliği ömür törpüsünün Düşünde sana açılan tüm tünelleri ile sonunda gördüğün cılız bir ışık tarıyor seni benliğinle beraber hoşçakal derken Ezeli çiğ tanesi sulayan gönlümü minik damla. Faruk Tabak |