gidemem
(umutları bağladım güneşin her doğuşuna, gidemem)
ağaçlar yapraklarını teslim etmeden rüzgara ağrı dağı eteklerindeki beyazları dökmeden ağlayan yüreğim silmeden gözyaşlarını günahkar ruhum teslim olmadan çıkmaz sokaklarda ve bekareti zorla alınan kız hesap sormadan kaderiden seni bırakıp gidemem... gidemem; son trenin sesini duymadan bitmeyen umutlarıma hainlik edip gidemem. sürgüne gönderilen vuslatlarım gurbeti idama çekmeden ve tanımadan güneşe doğan zemheri soğuklar cellatımı, seni bırakıp gidemem. bilirim her köşede bekleşir hayaletler iki baçak arası namus nöbet tutar/üç, beşte kırmızı ışıklarda bekler/kardelenler makyajlı yeni doğan bir yürek atar geceye /ecelsiz ve bir gölge, kahpe damğası yer/sebepsiz yinede sukut-u çığlıklarda eritip gidemem. sana döktüğüm çileler demirde tav olmadan koru, sen olup donmadan matemde rüzgarlara küsmeden eftelya ve saltanatı yıkılmadan yaşayan firavunların yusuf-i düşlere dalıp gidemem. doğuma durmuş isyanlarım, vuku bulmadan bir bedende arnavut kaldırımı taşlara izbe gülüşlerimi bırakıp gidemem. selçuk bozdağ/gaziantep |
koru, sen olup donmadan matemde
rüzgarlara küsmeden eftelya
ve saltanatı yıkılmadan yaşayan firavunların
yusuf-i düşlere dalıp gidemem.
Tebrikler güzel bir anlatımdı...Yürekten kutlarım
Saygılar...