ÖLÜMÜMÜN DÜĞÜNÜ VARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir hediye getirmek adettendir geline,
Hadi tak ihanetini o zaman bir madalya gibi Seni çok seven sol yanımın üzerine ... Ölüm geçicidir ölsem aklanacak mı karaların? Ya sen yıkasan bile ellerinden temizlenir mi sanırsın kanım?
Şimdi aramızda ezbersiz pusulalar var.
Kanayan tüm mahrem düşlerimiz ağlıyor. Yetim,öksüz, yaralı,yarım Üzerime çıkarttığın tüm kimlikler cehenneminde yanıyor. Boş bir avuntu işte Bir şiirlik daha canım kaldı görmüyor musun? Her dizemde bir soluğum ölüyor. Can çekişiyor tüm mısralarım Bir firari kuytuda üşüyor kardelenler ilk defa Ve sensizliğe hep bir hikaye uyduruyor yüreğim. Ne yalancı oldu bilsen Bir secdede bir gölge düşüyor avuçlarıma Bilir misin? Sevdamın ateşleri cehennemleri bile yakar artık. Avuçlarına dolan bir deniz kuruyor mavisi yitik. Nasıl kıydın? Sen denizleri çok severdin değil mi? Sesini duymadığım her gün bir masal ölüyor düşlerimde Ya sen ölmeyi bilir misin? Duydun mu? Ölümümün düğünü varmış ömrümde Davetlisin biliyor musun? Beni sen gelin et uğurla hadi Elinle ellere yolladığın gibi Şimdi ne fark eder? Ha o çok sevdiğin bordo elbisemle Ya da bir beyaz kefenle Korkmuyorum Korksaydım iki satıra bir sevda masalı yazar mıydım sanıyorsun? Sen kurmadın mı bir yudum düşe bu dar ağaçlı infazı? Ölümün bir başka siyahıydı ayrılığın Sakın sorma ismimi Azrail’e Ben defalarca öldürülmüş bir cesedim artık Sen ölümüm oldun sakın unutma... ...düğünüm var davetlisin... |