HİNT FUKARISI GÖNLÜM
çorak kent susuzluğunda
soluk kas katı bedenim dudaklarım dil temasından ürperir paslı kurnalara yalvarır gözlerim bir damla sevgi düşmez ki yüreğime bu nasıl bir sevda bilemedim mechul aşklara inat adımlarım tay telaşında koşardı mecnu nun dizlerinde çölleri geçerken fakat! mos mor çölde serabımın rengi kapkara bulutlardan yağmur dilemedim omzuma yaslanmış onca ağır yük sıra, sıra dizilir kederim rayından çıkan umutlarımı görmeden çığlıklarım ölü doğar her yeni çığlıkta feleketim kapıda nöbet değişimine gelmez duyan yüreğimin halin düşünün artık yalnızlık nefes alır burun deliklerimde hayatta bir kere gülemedim Ve gecenin ölü vakti serilir yorgan diye üstüme ısıtır beni sanırım dalamıyorum uykuya derinden derine bir fiske bile uyku göz kapaklarımdan dilenir yarım kalmış düşleri mi ama! gelen kara kabustu hem yazıyor hem oynuyor benimle sobeler acı dünü mü ve yarını mı bildiğim halde kederi anlımda silemedim çaresiz son sabahı bekler gözlerim ufuktan kağıtan bir gemi yaklaşır iç boş umutlar gönül kıyılarıma ulaşmaya çalışır bense halen imgeleri savuruyorum dalgalara aşk limanında nankörlük kol gezerken bu hüzünlü şiirleri kime yazıyorum yalvardım telden saza ama çalamadım hasretlik kırlarımda dolanıyor berduş güller çalınmış çingenenin yandan çarıklı sepetinde her seferinde uğurlamışlar kör kütük kırık hayalleri mi bekliyorum yinde onu hint fukarısı bir gibi zaman gitti ömürden ben kendime gelemedim 12 11-2009 ist |
Cok hostu :) tebrik ederim guzellikler sizinle olsun saygilar