ÇINAR AĞACIM
Lale, Zambak, gül kokusu, sarmış her bir yanımı
Rüzgar getiriyor yarin kokusunu, kırıp ayrılığın kanadını Yaşlı O çınar ağacı, kökü derin, eğmiş hüzünlü başını Kuru kabuğunda hayat izlerimiz, talihsizlikler ve cesaretsizlikler kazılı Tek ümidim sensin çınar ağacım, sürsün sevdam sende asırlar asırı Öksüz kaldı sana hasret gözlerim Bir gülücüğünü, göz kırpışını, yürüyüşünü özlerim Kurudu nehirin yatakları, nerde sesin, o çağlayan akışın Bu sensiz, sessiz, nağmesiz, hayatta kalışım Büyüsüzüm, boşum, hasretim, yok o sihirli bakışın Mahkummü bu sevda dervişlerin aşkına ? Dipsiz derinlerde yanıp yok olmaya Maziden besleniyor hala Görünmez ipleri incelmiş, yüz tutmuş kopmaya Kuyuda bir kalp atıyor ezelden beri Bilmiyorsun .., yankısını duyuyorsun Duymuyorsun.., duyar gibi oluyorsun Aşk ve sevda sözleri dilinde Fakat; yüreğin yarı yolda, gidiyorsun „Yolcu yolunda gerek“, „elveda“, diyorsun Hiç gelmeden, hiç kalmadan, kapının eşiğinde Aç rüyalarla, aç özlemlerle Gidiyorsun, gidiyorsun Öksüz ama güçlü, atıyor o kalp bırakdığın orada Yok olmaya mahkumlarda Tutunmuş o çınar ağacına Besliyor onu sızan kanı ve sahipsiz sevdasıyla Yaşlı O çınar ağacı, kökü derin, eğmiş hüzünlü başını Kuru kabuğunda hayat izlerimiz, yaşanan talihsizlikler kazılı Tek ümidim sensin çınar ağacım, sürsün sevdam sende asırlar asırı 15.11.2009 Selvet Berna |
Harika anlatım, mükemmel dizelerdi. Haz alarak okudum.
Yüregine kalemine sağlık. Selamlar...