Zind ile Zinde
hayrettin taylan
bir akşam alınmış hatta satılmış bir gece saracağım bensizliğine sana getirmek için ay ve yıldızları aza yapacağım terk edilmiş her yere hasretine varmak için hazır ganiler yağdıracağım yüreğime şan diye akıttığın senli kevserlerden içeceğim beni bıraktığın gergefleri ekleyeceğim hükümle gücümün duldasında zampara zımbalar zift halini sunarken umut raylarımda ıslık çalan aşk ecrimin bekçisi vurgun kalbimin son vagonunda senli bir türkü de söyleyecek dağıldığım alt dudağında hayat benimi öpecek aşkın, dargın yollarının gitmişliğinde şaşıracak şevkime yollarımı nereye bağlayacağım bilmeden geldim zevkine uykusundan uyandığım Leyla köylerinden valsım artıyor vuslatına diz boyu umutsuz sevişmelerin meşimelerinde kalacağım sensizliği her dertte alıştırdım boynuma ve koynuma bir kelebeğin gözyaşlarını yıkayan zerreciğinde umutla paklanıyorum tomurcuğuna yavrucak sevgini emekliyorum yeniden gitmelere zincirlenmiş zincirleme bir tamlama gibi içe içe hasretlerim büyürdü eskiden kalmalara kalıntılı hüküm sürmüş şahlı şuhlu şahlarım matlarını çekti tutkundan yalnızlığa yazılmış,yazgıma dizilmiş son dizinde dizinin dibinden püskürtüm kendimi olabileceklere, olunması gereken huylarımı sıvaladım tertemiz aşk duvarım özlemini yakıştıra yatıştıra ve beni sana araştıra göre iki yol arasında bin bir aşk var bana göre kavuşma rayımız uluyarak eskiz demirlerimi sana emirliyor sana vardığımda varmışlığın varlığı künyesini ezberletecek aşka muhtaç olduğumuz en son sarılmanın sararmış mevsiminden başka son sözlerimden en güzel güzel günlerimize füzedir anların alakara ufalmış yüreğimden uğurlayacak çok şeyin kalmışken o özlediğim teninin kokusuna kalakalmışken bekle beni uzakları yakıp,gitmişliği boğup geleceğim hevesimi hazırla pusatlı hüznün yükünü azalt benden silintisinde ejderha dişlekliği öç sularımı da dalgalandır fırat’ın tenhasında zeliha’ya kelenk sakızı toplayan benimden toparla beni iki anka kuşu harelesin alazlarımı göğsümün hazan salına sakla saklanmışlığımı bilirim şiirlerim türkü gibi uğuldasa da yalnızlığından için beni söylemez güllerin kızıllığına ben ki en büyük yaz..yazılmışım bir kere hasatların aşkına çiçekler kokmaz, arılık değil aralık değil yaz dedim yaz ezberledim ezilmiş her duyguyu… daha ilk buluşmada biteceğini bildiğim sevdaya yaz olmak zor gözlerin kuzeyi sevdi gölgelerde sevindik bu tutulma serüvende rehberin benden öte bilindik yağmalanmış,ağıtlarını aklarından alan bir silindik sevdaydı sakiliğin yüreğin beni saklamaz haklıdır ben yazım kar kışını yaşamadım geçkin ve bingin bir umulma tavındayım tavizler fora çürümeye gelgeç,gelmelere delgeç bir urağan fasılım izdüşümüm ruhumun tükenmişliğine sürükler hasılı nerden baksan uçuklarımın intiharına ip olan hazlarım hazırkent beni yeniden nefsi derinlikle sınama ey gül yaprağında renklenen aşk an düşürme içimin zikzaklarından hevesimin akışlarına sesime doğan güzelliğinden ummasından ummanlar akıt ak yarime yalanım çok,alanım çok,sakla beni önce benden sonrada ruh fenerimi ellerime ver el içinde muteber bir nefes gibi açmış olduğun her dala beniz yazdır sevi cümlelerinle nar çiçeklerinin nazında oğullansın sınırız bağlanışım çığlığımı ılgıt ılgıt sevk eyleyen bir eylemin min künhüne lam-elif de hiçliğin ıhını hoşluğun hışırına lahit kıl, kulluktan önce senli kalan ömrümün özdeşine mumlar yansın mumyalanmış sevgimden senli kalışımın senli bakışımın son portresinde nota nota ağlar kalırım sana benli akışının demli içilişinden son tadın kadar alınırım sevi haritana senli oluşun ol vaki ol kahil bir andın son bendinde ben olur sen kalırım |
kaleminiz daim olsun