Zaman Bir Masal(büyükler İçin)düşününce fazladan yazılar kayıp kayıp döküldüler birden savruldu sayılar aynı anda iki güneş doğarken yanyana yok oldular birer birer kalbimden uçup kaçıp gittiler sayfalardan nerden çıktı bilmem çıkageldi bir yağız at iki sayfa arasından aldı mı beni terkisine apardı karayelden lodosa bilinmedik toz toprağın palas pandıras tam ortasına tütsüler ağdalarken boğazımı dumanların arasından sessiz ve tökezsiz dört nala bir ses kayar gibi lacivert ve karanlık bir suda iz bırakarak uçarken önünden cümlenin terkisinde ben elimde kalem fırlamış gözlerimde rüzgardan nem mordan turuncuya sarıdan kızıla akıllıca dizili renklerin arasından sepet sepet asılı yıldızlara kırpışırken kokulu ışığında gözleri atımın kişneyip kalktı şaha bırakıverdi usulcacık fincancı katırlarının han hamam yalı saray ve de yorgansız döşek tastamam kırlent yastıkların tam ortasına yükleri yarımdan yarım bezirganların kulpu kırık mı bütün fincanların bocalandı çuvallarla tane kahve dam boyu bakırdan ibriklere başı bağlı halkalı kolları bağdaş kurmuş asılı halıdaki tombul iri memeli ve kahveci güzeli hatun kişi tombul hatun kişi güleç yanakları sapı elinde cezvenin köpürürken kahve hayaller kurduk acıdan tatlı tatlıdan sanki daha acı kapkara bir dudağı yerde bir dudağı gökte göğsünde gerdanlığı kat be katlı derya denizden dokunmuş atlas eteğine kurulup oturmuş kadın ananın sazendeler aheste notalar irili ufaklı uçuşan bir müzik gözlerimizin önünder renk renk kelebekler kulaklarımızda saç tellerimizde takılıp asılı kaldılar birdenbire ah dedik bir de çingenemiz olsa şuracıkta utanaraktan kadın anadan bakıverse falımıza girerken gün batımından alacakaranlığa halıdan kayıp birden çingene güzeli endamı çiçek işvesi ipek gelmez mi salına salına aaah aaaah o şuh kırıtmasıyla yanımıza kime ne doğru yalan hıh masal bu ya telve dolmuş dibi fincanın fincan ki kuyu kadar karanlık kuyu kadar derin dert derin yürek derin sonu iyi bitsin diye mıgır dıbır dua ederdim bu şiirin lakin ne demeli sana a be uyduruk zaman aldın gittin ya benden beni dileğince gerin dilediğin kadar sevin 20/4/2002/İZMİR |
Şiirde dikkatimi çeken ahenk unusuruna dikkat edilmiş olması. Tekrarlanan ve birbiriyle uyumlu sözcükler ritimli bir söyleyiş yaratmış.