AĞIR HEKATŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Değerli dostlarım bu şiirim biraz hususi, genel okuyucu için anlamı çok fazla belirgin değil. Ben ve yakın arkadaşlarım için anlamlı bir hikaye. Hikaye derken yaşanmış şeyler. Bir yatılı okulun ve belkide tüm yatılı okulların bir yüzünün -ki bu negatif bir yüz- fotoğrafını çekmek ve yansıtmak istedim bu şiirimde. Biliyorum bazılarınız açısından yorucu ve anlamsız gelecek. Okumayandan alınmam. Okuyanlar içinde umarım okuduğunuza değer...AEO
AĞIR HEKAT
Dinleyin karındaşlar Size bir hikâyem var İşitin yalınkatlar Bu hekat akla zarar Bizim “mutfak kedisi” Bu hekatın konusu Peki “kantin faresi” O da onun bonusu Helal haram sormadan Mutfağı soydu yedi Ağzı hiç boş durmadan Yaşadı bizim kedi Tek başına yiyemez Vardı tabi ekibi Bizi ise hiç sevmez Bizim grup rakibi Bunların çoğu hafız Kuran hafızı güya Hafız değil demek vız Hafızlık birer boya Anlatayım ben tek tek Kalmasın gizli saklı Elif gözüne mertek Sin kaf hepsinin hakkı Gammazcılar kralı Benim adaşım “aydın” Yalan dolan sıralı Adaşım olmayaydın Senin yüzünden yavşak Küfredildi ismime Senle geçildi daşşak Ben alındım üstüme Ya “Langırt”a ne dersin Biz beklerken himaye Gösterir elin tersin Cazip gelmiş sermaye Millet öyle bilmiyor Ama önemi yoktur Bunu Allah biliyor Onun azabı haktır Yağcılık yalancılık Herifte sanki sanat Sömürü talancılık Uçacak taksan kanat Nokta kadar menfaate Eğilirdi virgül kadar Uğradı bak felakete Ne diyeyim işte kader Çabuk koş ulan “Dabış” Kurtlar sarmış masayı Hemen kaşığa yapış Kaptırmadan parsayı Derinden götürürsün Zaten senin huyun bu İzini yitirirsin Samanın altından su “Kibir iki bin bir” Tali grup üyesi Ara sıra, bin de bir Şölenlerin güvesi Çok hevesli değildin Bilemedik ama niçin Onlara eğilirdin Bizle olmamak için Aşçı zaten bilmem ne Düşün ki tam bir manda Hemen verir dibine Zoru gördüğü anda İhtiyaçtan istesen Verir sana yağlı su Onu kullanayım desen Siner tene kokusu İdare de umarsız Her bir şeyden habersiz Boşa medet umarız “Konuşmayın ulan siz” “Ooo buyurun müdürüm Daha da nasılsınız Alır mısınız dürüm Ne kadar asilsiniz” Yağla yağla yağ beleş Nasıl olsa milletin Yağla iyice yerleş Nimetine devletin Ufacık çocukların Hakkını ye ol keleş Yuttuğun sucukların Miktarı nice kalleş Zamanla kokuyu almış Bizim “kantin faresi” Bunlara korku dolmuş Olmuş yürek yaresi “Çek git kantine” desek Kantin elden gidecek “Gel bak keyfine” desek Mutfaktaki bitecek Kalan kırıntıları Tırtıklayınca fare Oldu sıkıntıları Onu kovmak tek çare Yumruğun güçlü bugün Sindirirsin bizleri Zannetme ki yarın bir gün Silinir gider izleri Ben unutsam melek yazar Bu haksızlığı, zulmü Felek düzenini bozar Anlarsın kudret mi, zül mü Ey yandaşlar, yalananlar Cahildiniz o an madem Herkes beni yalan anlar Bari şimdi olun adam Söyleyiniz yalan mıydı Ettiğim bu rivayetler Yoksa bu bir plan mıydı Saklanan bu cinayetler En son da kutladılar Afiyetle mezuniyet gecesi Hepsini güzelce katladılar İnkâr edildi zulmün nicesi Dediler niye gelmedin Sınıfının gecesine Benden şöyle selam edin Lanet olsun her hecesine Unutmak hayvana ait Affetmekse Allaha Nasıl yaptıysa ifrit Ödeteceğim vallaha İhsan POLAT 14.12.2008.İspir |
Ellerine sağlık şair arkadaşım.
Beğenerek okudum.
Esen kalın...