Biri vardı. Adı; "Mustafa Kemal..."
Çifte sıra sarma fişeklerle,
çifte kama ve tabancalar kuşandılar. Giderek çoğaldılar, bir oldular hemen. Yürekleri de aynı atıyordu her bir yiğidin, dillerindeki türküde tekti, “ önce vatan. ” Ar, nâmus, âşk, sevda, onur, şeref, ana, baba, ata, evlât, kardeş, öksüz ve yetim, diye devam ediyordu sözleri, güzelim türkülerinin… Kahramandılar, yiğittiler, özeldiler, güzelden öte güzeldiler… Kum gibi çoklardı en evvelâ, duyan geldi türkülerini. Dağları taşları kapladılar, karınca ordusu gibilerdi. Bine bir direndiler önce, yokluğa, acıya, açlığa, yârsızlığa, yalnızlığa, ve en acısı hasrete direndiler. Neleri varsa verdiler… Sevdiklerinden vazgeçtiler, lâfını bile etmediler. Mallarını yitirdiler, günü geldi, hiç göz kırpmadan can verdiler. Ama onurlarını çiğnetmediler… Kahramandılar, yiğittiler, özeldiler, güzelden öte güzeldiler… Kıyım başladı sonra! Eridiler bir bir, kimi karda kışta, kimi dağda taşta… Her yerdeydi ölüm, havada, karada, denizde, hatta ilk defa denizin altındaydı! Şarapnel parçaladı bazen nûrlu bedenlerini, ya da imansız kurşunlar aldı canlarını. Korkmadılar, korktularsa da yılmadılar asla… İlâç bulamadılar, aç kaldılar, devler gibi, direndiler, başları dik. Çok şükür ve ne mutlu ki, yenilmediler… Göçenler türkülerini söyleyerek göçtüler yine de, yiğitçe, kardeşçe, güzelden güzelce. Selâm olsun her bir yiğide… Kahramandılar, yiğittiler, özeldiler, güzelden öte güzeldiler… Şanlı direnişleri düştü dillere. Güzelim türkülerinin nakaratı, doldu gönüllere. Kadın erkek demeden, çoluk çocuk yediden yetmişe, ezber ediverdiler hemen, “ önce vatan… ” Vatan sana canım fedâ. Bir değil bin olsa canım, hiç tereddüt etmem yine fedâ ederim… Yeter ki hür ol, özgür ol, dalgalansın gururla bayrağım. Onuruyla, namusuyla yaşasın, tüm evlâtların… Dünya duydu aziz yiğitlerin güzelim türküsünü. Zâlimler sustu da, hayranlıkla dinledi… Kahramandılar, yiğittiler, özeldiler, güzelden öte güzeldiler… Binler verdi canını, on binlercesi sakat kaldı. Sorma isimlerini sakın, sen de Mehmet, ben diyeyim Memiş, ben diyeyim Ayşa, sen de Ayşe… Onlar, her gün bin rahmet okunası, mübârek elleri değil, ayakları öpülesi atalarımız onlar… Ama biri vardı içlerinde ki, tüm yiğitler onu sevdi, dinledi. Dünya bildi adını. Aklına, yüreğine, azmine, tahammülüne, sabrına ve bilgeliğine yedi düvel hayran kaldı… Hem askerdi o, hem bir devlet adamı, dâhiydi hem, çok cesurdu, eşsizdi liderlikte, çağın üstündeydi. Kemâle ermişti her bir vasfı, O, Mustafa’ydı, o, Kemal’di. Türk’tü o, Atatürk’tü… Kahramandı, yiğitti, özeldi, güzelden öte güzeldi… Nûr içinde yatsınlar... 10 Kasım 2009 - 11.23 Ankara - Ulus |