GÜNEŞTEN DAHA YAKINDIgözlerin içine taht kurmuş oturuyordu ağır oturaklıydı oturup kalkmasını bilen sözünü dinletirdi cana-canana. Böyle anlatılırdı aşka dair ne varsa çeyiz sandığının dışında. Öyle sanmamıştım ki; öyleydiniz Nerden bilebilirdim ki sınırların şiirde bordür taşı olduğunu her taşın yerinde ağır duruşu şimdi bir tüy parçası gülümsemeler üfleseniz dudaklarınız yeşerecek. gecenin şavkında kör lamba ışığında gölgelerdi hasret Gözler sisli badana duvarları aralar gündüz vakti ahh bu sizin dinmiyen özlemleriniz basamak basamak merdiven sonsuzluğa yaslanan yaşlılığın genç halleri. İçerden dışarıya flu görünmüyor gerçek ses ve gölgeler suskun zaman titriyor karanlığın gözlerine çekilen şarap kızıllığında kan çanağına ışıl ışıl bulut üstünde zirve Can dayanıyor yarinin yanağına.. yusuf engin tekin |