GÖNENMEKyüzünden okunuyor şeffaf ölmüşlüğün düştüğünde gözümden sonbaharın sonuydu ilkim Bak kendine; baştan aşağı yokluğum gözlerimin ay akışında yokuşa süründün kendini beklersin sabahın ilk ışığının düşüşünü.... Sen; herşeysin. Hayatın; temiz akarsuyu dilin can taşıyan ücrası ateşli dokunuş tanesi dudakların elemden soluk alıp vermeyi huy edinmiş haz vereni Sevişmelerin en boylu derin gecesinde gönenmiş loş odaların sessizliği. En güzel an kendini ayıkladığı zamandan hep aynı akıldan esen mutedil dalgasın. Saçlarını bıraktığın yastığa akan ırmaklar içinden çözülmelerin salıver aksın burcu burcu lodos yayılsın yatağında serilmiş sonsuz yaylakta tebessüm aralasın yorgun arzudan titreyen anların canda kar tanesi kadar eriyen ısısın. ilk zamanlardır gözünün açıldığı rüya değil masalda düşgezgini bilge yol yoldaş yolcu oluvermiş ruh uyanır; güneş hep seninle birlik dinlediğinizdi içiniz içimliliğinizdeki; sazlıkların rüzgara yaslanışındaki ses çağırdı ikinizi Gel... YUSUF ENGİN TEKİN |
derin ve haz dolu harflerde yüreğimin dolunayı titredi...kalp gözümün yaşı titredi...ruhum titredi...
kalbimin üzerinde ciddiye aldığım bir kesikle bitirdim okumayı ve telaşla koştuğum eczacı ; yok dedi, bu yaraya yare bandımız yok, dedi.
muhteşemdi, selam ederim.