tik..tak..
Umuda aldığım yol karaydı
Elimde kalan tozlu hayatım vardı. Akreple yelkovan Gitmekle kalmak arasına sıkışmış zamanlarım vardı bolca. Yağmurla yürünecek yollarım vardı. Boş bir sokak. Loş bir ışık... Avazım çıktığınca, nefesim yettiğince susacak cümlelerim vardı... Ayak izlerim vardı yeni hayatlarda bırakacağım. Bir yerlerde birileri vardı. Benimdi. Gitti... Yelkovanı aldı,akrep bana kaldı. |
Havalı mı havalı “yelkovan”; yakışıklı, ince ve uzun, “resmini başucuna koyduğun oğlan sanki”. Ya “akrep” hem soğuk, hem siyah. Adı “akrep” ya bir kere. Hâlbuki bir baksan yakından boynu bükük, hep saçları ağarmış, kimseler bilmez acep neden.
Esas oğlan “yelkovan”, tamirci çırağı “akrep”. Adın çıkacağına canın çıksın “akrep”, günahlarımın keçi sürüsü.
Olsun ben içimdeki akrebimi seviyorum, üzülme sende sev “sana kalan akrebini”