BEN GELDİM ANNEAğlamak, Ayrılıktı, sanki. Sanırım, ilk onu öğrettin, Hayata bırakınca bedeninden? İşte, o gündü anne, işte o gün, Doğum günümdü anne, Anne olduğun gün. Beni görünce, Şahikalara çıkmış. duyguların, Bıçak gibi, kesilmiş sancıların. Sağlıklı büyüsün, bebeğim diye, Kundağa sarmış, beşiğe yatırmış, Emek kokan, nasırlı ellerin. Ve uyandıkça, Inga ınga... Seslenirdim bu sesle, Yanıma yaklaşırdın, nefes nefese. Kucağına tutsak bir asker olur, Dudağımla saldırırdım, açtım sana. Damağım değerdi can suyuna, Yaşam çekerdim içime, dakikalarca. Açlığım biterdi, ninnilerin eşliğinde, Başım omuzunda, sırtımı okşardın. Susardım, bir anlık, Tekrar başlar, gel diye ağlardım, Hemen yetişirdin hani, Sana hiç doyamazdım ki, Doyamadım anne... İlk banyo yaptırdığın zaman, Boncuk boncuktu terin heyecandan, Bir- iki derken, alışmıştın ama, Daha sonra ben olmuşum ya, Büyüdükçe, sana sorun yaratan. Hiç vazgeçer mi, pes eder mi, Benim annem. Beni avutmak, adına, Makamını bozmuş, şarkıların, Güldürmek için, Kendine göre hoş buluşların, Hoş buluşların, olmuş anne. Sekiz aylıkken daha, Ekmeği çorbaya daldırıp, Dudağıma bırakmış annem. Odanın içinde emeklerken, Babam alınca bağrına, bir tuaf bakarmışım. Ben annemi bilirdim hep, çocukken. Bir yaşına, gelince, Anneme doğru yürümüşüm, sevinçle. Beni sarınıp sırtına, Tütün, buğday, pamuk tarlası, Yaz aylarında, ağaç gölgesi dibinde, Kışın battaniye içinde, Tarlalarda büyümüşüm, yakınımda annem. Vatanıma milletime, hayırlı olacak, Okuyacak benim evladım, diye, Toprağa düşürüp, alın terini, Çalışırken söylermiş, komşusu Elif’ e. Bir toprak, Bir de ben yorarmışım annemi. Şımarıklığımı yine de basarmış, bağrına. Okula başlamama iki yıl kala, Ebediyete uğurlamışım, annemi, Hep saklamışlar benden, Oysa, elimde karanfil yanındaymışım. Konu-komşu kandırmışlar, Geri gelecek, gelecek diye, Bunca yıl onu beklemekten, Belki, Çok çabuk büyümüşüm. Çalışkan olma ülküsüyle, hayat yollarında, Bıkmadan, yılmadan, yalnız yürümüşüm. Öyle istiyorum ki, Gün yanığı, gülen yüzünü, Şehrin yüzünden önce görmeyi. Bahçeden güller, nergisler topladım. Sana getirdim anne, dualarımı sana, Keşke elini öpüp, alnıma verebilsem, Hiç kimse ve hiçbirşeye benzetmeden, Sarılıp da, anneciğim diyebilsem. Yine bakışlarım sayısız kere öpüyor, Mezar taşındaki, soluk resmine. Dalmışım, mahsurum derinlerde, Hasret adlı, batan gemimde, Gözlerim ağlıyor, gözlerim anne, Gözlerim ki, gözlerinin içinde. Ardından, bir bulut geçkini oluyor, Yüzüm sel baskınına tutulmuş, duruyor. Seninle bir dereden dökülürüm denize, Hayatta; boşlukta büyüyor gibiyim, Ne seninle böyle geçen gündüzlerin, Ne de, ay yıldızlı gecelerin anlamı var. Senden sonrası bir milattı ömrümde, Seni bana gösteren, bayramlar değil, Beni sana götüren, bayramlar oldu anne... Ve düşündükçe; Aklımın en kutsal yerine, Çokluğun düşer, çokluğun anne, Bana veda ettiğin, yokluğunun içine. Seni karşıma, vakitsiz alır getirir hasretin. Gözlerinden karanfil dökülür üstüme. Özleminle sarılı, üşüyen öksüz bedenim, Gün geçtikce daha da ağırlaşır. Kaldırımlar ki, ayak izlerini saklar, Bana, eli tutulmuş çocukları gösterir, Her adımım sevda mayınına basar, Kanatlarım kırılır, yüreğim kanar, Soluğum çırpınır, bakışlarım susar, İlk yardımına muhtaç kalırım. Seni ararım, dokunamam anne, Dokunamam, Düşlerine... Sen gideli, Yıldızlarım çalındı, gökyüzünden, Sabahcı umutlarım olsada, gecede, Ne içkim var, ne de siğaram. Sevmezsin diye başlamadım anne. Eskisi gibi, buğday başak vermiyor, Saban atılmıyor, Tütün kokmuyor, tarlalar. Bardaktan boşanırcasına, yağmıyor yağmurlar, Yalancı baharlar, farklı mevsimler. Acayipleşti havalar. Gökkuşağını bile göremiyorum, Göremiyorum anne. Dün halamın oğlu Mehmet, Senden bahsetti, Yıllar önce okulu bırakınca, Bana okulununa geri dön, Boşver şucu-bucu olmayı, demişti. Haklı olduğunu, sana değil, bana itiraf etti. Otuzyedi yıl geçti. Savaşlar devam ediyor, Savaşlar anne. Boş yere ölüyor anneler, Boş yere ölüyor melekler, Melek anneler ölür mü? Konuşursan suçlusun, Susarsan suçlu, çalışırsın suçlu, Suçluyum anne, suçum bu. Nasıl hakkımı helal edeyim, Hakkımı yiyen namussuzu. Hayat hergün birşey öğretiyor, Öğretiyor bana. Ne desemde azdır sana, Çünkü hep vardın, var olanda bir parça. Adına yazamadığım, Yarım kalan şiirler gibi, Bil ki anne, bil ki. kendimi getireceğim, sana kendimi, Kimbilir, Belki, söyleyemem seni sevdiğimi. Belki, söyleyemem sana geldiğimi. Farzet ki, benim; Toprağına düşen, son cemre, Sana son kez, yazıyorum işte, Ben geldim anne... |
Yarım kalan şiirler gibi,
Bil ki anne, bil ki.
kendimi getireceğim, sana kendimi,
Kimbilir,
Belki, söyleyemem seni sevdiğimi.
Belki, söyleyemem sana geldiğimi.
Farzet ki, benim;
Toprağına düşen, son cemre,
Sana son kez, yazıyorum işte,
Ben geldim anne...
Yüreğin dizelerdeki dansı mükemmel,
Yüreğinize Sağlık...
EzelSonan tarafından 7/2/2007 10:28:21 AM zamanında düzenlenmiştir.