Her demime mayaladım, mumyasız ölümsüzsünhayrettin taylan sen’e bir sene sordum yıldız saçların neden örgüsüz hangi esimde çözüldün özlerimle sözlerimin imbiğine aşk ekmeğim düşe düşer, suya atılır nergisim elimde gitmenin sapanı beni senden vurdular Bir Leyla savrulur ben dağında etekleri sarı sarı bir dilek, bir ilmeğin soyunda, soyunuyorsun yalnızlığa seni bekledim, ekmeksiz aşk sofralarında hazlarımda son uyarılışlar bam telinde zigguratlar asılmanın babil suretinde nefesin yutkunur hadlerime öfkeli bir kaçışın tazısı oluyorsun aşka ara vermeden sus oluyorum suya derinlerde senin süsün dalgalanır ,zamansız gidişlerin algısına katılmışım,atılmışım tanımsız özlemlerine örtük sözlerin peçelerini aç ,açılmaz yaralarıma tutkunun pençelerinden perşembeler sun cumama “den” açılır çekimsiz gitmelerin denizlerine Ben isimsiz güzellerin “ i “ halinde bırakma Boğuluyorum bu dersten ,sıkılıyorum bu tersten Kabesi sobelenmiş ,belenmiş bir aşkım hüzzamında Beni çal ömrüne Biraz kal sırrında Taşa kan olan bir damarın aşk aliyim Aşka taş olan hücrenin nur salıyım Musalar taşır sensizliğin denizinde beni seni sev_ince aşar beni yaşayamadıklarımız Ucuz ummaların ummanında olta atar hayaller Sen her gelmenin sazanını değilsini oynar rolsüz aşklar Uyutur beni çabalar Çapalar beni son sözlerin Bir tarla kuşu gagalar ömrümün en tanıdık toprağını En kızıl sevginin gülünü eker gülenler Sen ömür arası kebaplarımın ekmeğimsin Kutsi pencerene taş atar, atılmalarım kırılır bendi Bakışların onarır umuluşu Geliş arası sismik gidişler titretir acılarımı Simyalarında inci bir an bulunur Elmas elmas olur gözlerin Bekleyişler dize dize harlanır Aşka düşer cemre Çiçeklerine kaçar hasretimin arıları Bal olur yaşam Al olur anlar Gel beni al olur sanmalar yüreğim yüreğine nan olur bizi bizden yer sevmeler bizden doyar iç çocuk engereği susar en gereklilerin seni her demime mayaladım, mumyasız ölümsüzsün |